
Esas No: 2017/1156
Karar No: 2017/8006
Karar Tarihi: 11.10.2017
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/1156 Esas 2017/8006 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Şikayetçi vekili tarafından 05/11/2012 tarihli dilekçede sanığa isnat edilen suç, İİK’nın 333/a maddesinde; “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde, alacaklının şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında, atılı suçun oluşabilmesi için, sanığın eyleminin başka bir suç oluşturmaması gerektiği cihetle, şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususların ispatı halinde eylemin İİK"nın 331. maddesinde müeyyideye bağlanan alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçuna uyabileceği, ayrıca şikayet dilekçesi incelendiğinde; şikayetçi vekilinin şirketin borca batık durumda olduğuna yönelik beyanları da dikkate alındığında, şikayetçi tarafın borçlu şirketin borcu ödeme gücünün olmadığını bildiğinin kabulü gerektiği ve hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporlarında da şirketin özvarlığını kaybettiğinin bildirildiği anlaşılmakla, mahkemece sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 333/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.