
Esas No: 2020/3922
Karar No: 2020/4140
Karar Tarihi: 09.12.2020
Danıştay 12. Daire 2020/3922 Esas 2020/4140 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3922
Karar No : 2020/4140
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (TARAFLAR) :
1-DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
2-DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge ile makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının gecikme faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; Danıştay Onikinci Dairesinin 27/09/2019 tarih ve E:2018/5799, K:2019/6997 sayılı kararı ile Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin makam ve görev tazminatına ilişkin kısmının iptali ile yoksun kalınan makam ve görev tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının onanması, dava konusu işlemin ek gösterge ilişkin kısmının iptali ile davacının ek gösterge nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanun'a ekli (I) sayılı Ek Gösterge Cetvelinin I/g bendindeki "yeterlik sınavında başarılı olma" koşulunu taşımayan davacının; anılan bentteki ek göstergeden yararlandırılmamasına ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN TARAFLARIN İDDİALARI : Davacı tarafından: özel yarışma sınavında başarılı olduğu ve meslek içi eğitim sonrası yapılan sınavı da kazanarak vergi denetmenliğine atandığı, göreve başladığı tarihte ve görev süresince bu şekilde lehine bir yasal düzenleme olmadığı için yeterlilik sınavına tabi olmadığı, 30 yıldan fazla hizmetinin büyük kısmının vergi denetmenliğinde geçtiği, gelebileceği en yüksek derece ve kademeye ulaştığı, bu sebeple vergi müfettişleri için öngörülen ek göstergeden yararlanması gerektiği, görevde olanların anılan ek göstergeden yararlanırken emekli olanların yararlanmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, özlük haklarının ödenmesi konusunda yeterlilik sınavının koşul olarak öngörülmesinin yasal düzenlemelere aykırı olduğu, emeklilik mevzuatına göre 3600 ek göstergeden kendisinin de yararlanması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı İdare tarafından: Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, kurumdan olan alacaklara faiz ödeneceğine dair mevzuatta herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, Mahkeme kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise, incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının temyiz isteminin incelenmesi;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemine gelince;
Usul hukukunda, dava açmakta olduğu gibi kanun yoluna başvurmada da, hukuki yarar bulunmalıdır. Diğer bir ifadeyle, kanun yoluna başvuranın, aleyhine kanun yoluna başvurduğu kararın bozulmasında korunmaya değer bir menfaatinin bulunması gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge ile makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girdiği 10/07/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince Danıştay Onbirinci Dairesinin bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin iptaline, davacının ek gösterge nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, ek göstergeye ait fazlaya ilişkin talebin ise reddine, davanın açıldığı 06/01/2012 tarihinden geriye doğru 60 gün gidilmesi suretiyle belirlenen 07/11/2011 tarihini izleyen ilk uygulama tarihinden itibaren davacının yoksun kaldığı makam ve görev tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, ilk uygulama tarihinden önceki döneme ait makam ve görev tazminatına ilişkin talebin ise süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın, Danıştay Onbirinci Dairesince onandığı, kararın düzeltilmesi aşamasında ise, Danıştay Onikinci Dairesinin 27/09/2019 tarih ve E:2018/5799, K:2019/6997 sayılı kararı ile anılan kararın, dava konusu işlemin makam ve görev tazminatına ilişkin kısmının iptali ile yoksun kalınan makam ve görev tazminatının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının onanarak kesinleştiği, dava konusu işlemin ek gösterge ilişkin kısmının iptali ile davacının ek gösterge nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının bozulduğu, … İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak dava konusu işlemin ek gösterge ilişkin kısmının iptali ile davacının ek gösterge nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının 01/03/2012 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, temyizen incelenerek bozulması istenilen kararda davalı idare aleyhine herhangi bir hüküm kurulmadığı, başka bir anlatımla davalı idarenin korunması gereken hukuki bir yararının olmadığı analşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddi ile davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin ise İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.