17. Hukuk Dairesi 2015/1018 E. , 2017/7704 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıya trafik (ZMSS) sigortalı aracın desteğin kullanımındayken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında desteğin vefat ettiğini davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300’er TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacıların davalı aleyhine açılan maddi tazminat davalarının ayrı ayrı kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirketi ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı ... şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketi, hükmolunan tüm tazminat yönünden dava tarihinde temerrüte düştüğünden, kabul edilen tüm tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değil, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL için dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden ıslahla artırılan 168.885,00 TL yönünden ise ıslah tarihi olan 14.10.2014 tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine “dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “ dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL için dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden ıslahla artırılan 46.670,00 TL yönünden ise ıslah tarihi olan 14.10.2014 tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine “dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL için dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden ıslahla artırılan 29.395,00 TL yönünden ise ıslah tarihi olan 14.10.2014 tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine “dava tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren” ibaresinin eklenmesine, ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.