17. Ceza Dairesi 2015/4496 E. , 2015/1036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK"nın 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizi olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin tatbiki için 1-sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin bulunmaması, 2-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, 3-Suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Mahkemece suça sürüklenen çocuğun duruşmada gözlemlenen kişiliği dikkate alındığında kanaat gelmemesi nedeniyle CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilip, ancak bu kez suça sürüklenen çocuğun sabıkasız geçmişi ve pişmanlığı dolayısıyla yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat gelmesi nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün TCK"nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmek suretiyle çelişki meydana getirilmiş ise de, dosyanın geldiği aşama da dikkate alındığında suça sürüklenen çocuğun yargılama aşamasında suçtan doğan zararı tamamen gidermediği, suç eşyalarından olan cep telefonunu iade etmediği gibi telefon bedelini tazmin de etmediği görüldüğünden ve aksine bir iddia da bulunmadığından, bu haliyle suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesinin yasal uygulanma koşulları tam olarak mevcut olmadığından ve ayrıca mahkemece, kanaat gelmemesi gerekçesi yanında “zararın tam olarak giderilmemesi” şeklindeki gerekçenin de ileri sürülüp tartışılması isabetli kabul edilmekle bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş; oturumların kapalı yapıldığının ve suça sürüklenen çocuğun müdafii ile temsil olunduğunun anlaşılması karşısında gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması mahallinde giderilmesi mümkün eksiklik kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun annesinin kolluğa müracaat ederek oğlunun eve bilgisayar getirdiğini, bilgisayarın çalıntı olabileceğinden şüphelendiğini söyleyip kendiliğinden suça konu bilgisayarı ve yan ekipmanlarını kolluk makamlarına teslim ettiği, temyiz incelemesine konu olayın bu yolla aydınlatılıp, suça sürüklenen çocuk hakkında soruşturmaya başlanmadan önce suça konu eşyaların büyük bir kısmının müştekiye iade edildiği, her ne kadar suça sürüklenen çocuk aşamalarda atılı suçu kabul etmeyip, bizzat pişmanlık göstermek suretiyle çaldığı eşyaların iadesi hususunda aktif bir çaba içine girmemiş ise de annesinin iade eylemine karşı koymadığı gibi suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuğun yasal temsilcisi olan annesinin suça sürüklenen çocuk adına suçtan doğan zararın bir kısmını giderme hususundaki gayretinin suça sürüklenen çocuk lehine yorumlanması gerektiğinin anlaşılması karşısında, müştekinin yapılan kısmi iade nedeniyle ceza indirimine rızasının bulunup bulunmadığı sorularak, sonucuna göre, 5237 sayılı TCK"nun 168. maddesi kapsamında suça sürüklenen çocuk hakkında değerlendirme yapılması zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.