
Esas No: 2015/163
Karar No: 2020/6015
Karar Tarihi: 09.12.2020
Danıştay 10. Daire 2015/163 Esas 2020/6015 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/163
Karar No : 2020/6015
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten, çocukları …,
…, …, …
ve … adlarına velayeten anne … ve
Baba …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Komutanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı, davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolundaki kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; çocukları ve kardeşleri olan …'nın Bitlis ili, Hizan ilçesi, Jandarma Komutanlığı'nın atış poligonunun uzantısında bulunan patlamamış bomba atar mühimmatının patlaması sonucunda 31/03/2008 tarihinde hayatını kaybettiğinden bahisle meydana gelen ölüm olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek anne … için 20.437,10 TL, baba … için 18.329,49 TL destekten yoksun kalma tazminatı niteliğinde maddi tazminat ve her biri için 15.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın kardeşleri olan diğer davacıların her biri için de 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 38.866,59 TL maddi, 55.000,00 TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; insanların devamlı suretle kullandıkları ve atış poligonunun uzantısında patlamamış bir bombanın bulunması ve bu bombanın da Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 15/07/2008 tarihli ekspertiz raporuna göre askeri mühimmatlardan olduğunun belirtilmiş olması karşısında, söz konusu alanın yeterli düzeyde temizlenerek kontrolünün sağlanmamasının ve etrafının çevrilmemesinin güvenlik hizmetinin kusurlu işletildiğini gösterdiği, bu hizmetin kusurlu işletilmesi nedeniyle meydana gelen ölüm olayından kaynaklı maddi ve manevi zararların karşılanması gerektiği, olay tarihinde müteveffanın 18 yaşından küçük olduğu hususu gözetildiğinde, olayda anne babanın gözetim sorumluluğunu tam olarak yerine getirmemesinin de payı bulunduğu dikkate alınarak % 50 oranında müterafik kusurlu oldukları ve bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat tutarlarının % 50'si oranında, … için 10.218,55 TL, … için 9.164,75 TL maddi tazminata hükmedilmesi, fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin ise reddi gerektiği, diğer taraftan, davacıların olay nedeniyle duydukları acı ve ızdırap göz önüne alındığında, davacıların istemi doğrultusunda anne ve babanın her biri için 15.000,00 TL, müteveffanın kardeşleri diğer davacıların her biri için de 5.000,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacılardan … için 10.218,55 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, … için 9.164,75 TL maddi, 15.000,00 TL manevi; …, …, …, … ve … için ise 5.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 19.383,30 TL maddi, 55.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, söz konusu tazminata, AYİM'de dava açma tarihi olan 23/09/2009 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, olay tarihinde davacı anne ve babanın köyde ikamet ettikleri, maktulün ise ilçede ikamet ettiği, çünkü ilçede okumakta olduğu, anne ve babanın olay yerinden uzakta yaşadıkları, bu nedenle %50 oranında kusurlu bulunmalarının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu olayda gerek kusurlu gerekse kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, hükmolunan manevi tazminatın fahiş olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından; çocukları ve kardeşleri olan …'nın Bitlis ili, Hizan ilçesi, Jandarma Komutanlığı'nın atış poligonunun uzantısında bulunan patlamamış bomba atar mühimmatının patlaması sonucunda 31/03/2008 tarihinde hayatını kaybettiğinden bahisle meydana gelen ölüm olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek anne … için 20.437,10 TL, baba … için 18.329,49 TL destekten yoksun kalma tazminatı niteliğinde maddi tazminat ve her biri için 15.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın kardeşleri olan diğer davacıların her biri için de 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 38.866,59 TL maddi, 55.000,00 TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 125. maddesinde düzenlenen idarenin sorumluluğuna ilişkin hükümler değerlendirildiğinde, bir idari hizmetin yürütülmesi aşamasında yaşama hakkının korunmasına yönelik alınacak idari tedbirlerdeki eksiklikler, devletin yaşama hakkının korunmasına yönelik yükümlülüğünün ihlali sonucunu doğuracak, meydana gelen zarar ise idarenin sorumluluğu ilkesi gereğince tazmin edilecektir.
Müterafik kusur (ortak kusur), zarara uğrayanın; zararın doğumuna veya zararın artmasına yardım (etki) etmesidir. Böyle bir durumda, zarara uğrayana veya mirasçılarına ödenecek tazminat miktarlarının müterafik kusur oranında orantısal olarak azaltılması gerekir.Ancak sözkonusu müterafik kusur oranının uygulanabilmesi için zararın meydana gelmesinde mağdurun kusurunun açık ve belirgin olması ve somut olarak ortaya konulabilmesi zorunludur.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacılardan … ve …'nın çocukları, diğer davacıların kardeşleri olan ve olay tarihinde 13 yaşında bulunan …'nın ilköğretim okulunda öğrenci olması nedeniyle ilçe merkezinde dedesi ile birlikte yaşadığı, 30/03/2008 tarihinde Bitlis İli, Hizan İlçe Jandarma Komutanlığı'nın atış poligonunun yaklaşık 150 metre yakınında çalı toplarken, daha önceden o bölgede bulunan patlamamış bombaatar mühimmatına vurması sonucunda meydana gelen patlamada hayatını kaybettiği, doğan zararın tazminat hukukunun genel hükümleri bağlamında giderilmesi amacıyla davacıların 27/03/2009 tarihinde kayda alınan dilekçe ile İçişleri Bakanlığına başvurdukları, başvurunun, 27/07/2009 tarihinde tebliğ edilen … tarih ve … sayılı Jandarma Genel Komutanlığı işlemiyle reddi üzerine davacıların 23/09/2009 tarihli dilekçeyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde dava açtıkları, anılan mahkemece davanın görev yönünden reddi üzerine davacılar tarafından idari yargıda dava açıldığı, mahkemece, ortaya çıkan zararın hizmet kusuru ilkesi çerçevesinde tazmini gerektiği gerekçesiyle bilirkişi tarafından hesaplanmış olan maddi tazminat tutarlarında %50 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise tamamının kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Bakılan uyuşmazlıkta davacıların yakınının olay tarihinde 13 yaşında bir öğrenci olduğu, ilköğretim okuluna devam etmesi nedeniyle köyde yaşayan anne babasının yanında değil, Hizan ilçe merkezinde yaşayan dedesiyle birlikte yaşadığı ve insanların gelip geçmek suretiyle sürekli kullandıkları, yerleşim yerine yakın bir alanda patlamamış bombanın bulunduğu hususu dikkate alındığında davacı anne ve baba için müterafik kusurdan söz edilemeyecek olup, bu kusur oranı uygulanarak hükmedilen maddi tazminat miktarında hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacıların zararının tamamının davalı idarece karşılanması gerekirken müterafik kusur bulunduğundan bahisle belirlenen tazminat tutarlarının hukuka aykırı olduğu açık olup davacıların maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında yeniden karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X) - KARŞI OY :
Taraflarca temyiz edilen karar usul ve hukuka uygun olup bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından kararın onanması gerektiği oyuyla bozulması yönündeki daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.