Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/14556
Karar No: 2013/1338
Karar Tarihi: 12.02.2013

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/14556 Esas 2013/1338 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/14556 E.  ,  2013/1338 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 23.03.2011 gün ve 76/44 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı, kadastro çalışmaları sırasında 116 ada 48 parsel sayılı taşınmazın, Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki, bu taşınmazın 30 yıldan beri zilyetliğinin kendisinde olduğunu açıklayarak, 116 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 116 ada 48 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 116 ada 48 nolu parsele ilişkin tapu kaydı ve kadastro tutanağı dosyadadır. Senetsizden "hali arazi" niteliğiyle, 24.139,02 m2 olarak, 10.01.2009 tarihinde Kadastro Kanunu"nun 18. maddesine göre Hazine adına tespiti yapılmıştır. İtirazsız olarak 08.06.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Kayıt halen Hazine adınadır. Mahallinde keşif yapılmıştır. Yerel bilirkişiler nizalı taşınmazın taksim yoluyla davacıya intikal ettiği, davacının ilk zamanlar bizzat, daha sonra icara vermek suretiyle zilyet olduğu yönünde benzer beyanda bulunmuşlar ise de ekonomik amacına uygun kullanım şeklini açıklamamışlardır. Mahkeme Hakiminin keşif sırasında nizalı yerin düz, taşlık olmadığı şeklinde gözlemi olmuştur. Buna karşılık, keşifte görevli Ziraat Mühendisi; bila tarihli ilk raporunda, dava konusu parselin % 2–3 eğimli, kumlu, tınlı toprak bünyeli, makineli tarım yapılan, güzlük hububat ekilen, bir kısmı taşlık olduğu için bu bölümü kullanılmayan kıraç arazi olduğunu açıklamış, 14.03.2011 havale tarihli ek raporunda ise; krokisinde A harfi ile belirttiği bölümün "taşlık" yapıya sahip olduğundan makineli tarıma uygun olmadığını, bu kısımda hayvan ve insan gücü ile tarım yapılabildiğini, arazinin tamamı gözönüne alındığında tarla vasfında olduğunu rapor etmiştir.
    2012/14556-2013/1338 -2-

    Açıklandığı üzere Mahkeme gözlemi ile Zirai Bilirkişi raporu taşınmazın niteliği konusunda çelişkili olup, mevcut deliller uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için yeterli değildir. Uyuşmazlık, kadastro çalışmalarında hali arazi niteliğiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazda tespit öncesi eklemeli zilyetlik ve imar – ihya koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinde toplanmaktadır. Öte yandan Yerel Bilirkişi beyanlarından ve Teknik Bilirkişi raporundan uyuşmazlık konusu taşınmazın doğu ve kuzeyinde kısmen dere bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil ya da tapu iptali tescil davalarının kanıtlanabilmesi için imar – ihya ve zilyetlik olgusunun tespit edilmesi gerekir. Zilyetlik maddi vakıalardandır. Geniş kapsamlı olarak zilyetliğin içinde imar ve ihya da yer almaktadır. Bunun için öncelikle taraf tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi, taşınmazın evveliyatı hakkında ve keşif tarihi itibariyle kullanım biçimi, zilyetleri belirlenmelidir. Yaşlı ve yansız Yerel Bilirkişilerden taşınmazın mevkii, sınırları, niteliği ve biliyorlarsa zilyetlik konusunda ayrı ayrı bilgi ve beyanlarının alınması asıldır. Öte yandan, bu tür davalar kamusal yönü ağırlıklı davalardır. Tarafların delillerinin haricinde hakimin resen ve kamu adına araştırma ve soruşturma yetki ve görevi bulunmaktadır. Bu nedenle nizalı taşınmazın bulunduğu yerle ilgili hava fotoğraflarının merciinden getirtilerek yöntemine uygun olarak uygulanması gerekir.
    Kaldı ki, bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar, ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro tesbit tarihinden sonra ve dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1979-1989 yılları arası ) hava fotoğraflarının dosyada yer alma ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman Öğretim Üyelerinin yayınlarındaki görüşleridir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği bilinmelidir.
    Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; Öğretim Üyesi seviyesinde Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü"nden bir Ziraat Mühendisi, bir Harita veya Kadastro Mühendisi ile bir Jeolog’dan oluşacak üç kişilik Uzman Bilirkişi Kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne zaman başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Şahit ve Bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan Bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir.
    Diğer taraftan kural olarak, dere yatakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabilir. Bu nedenle, taşınmazların çevresinde bulunan dere gözetilerek, uzman jeoloji bilirkişisinden dava konusu taşınmazın dereden elde edilen ya da etki alanında kalan yerlerden olup olmadığının, derelerin aktif niteliğinde bulunup bulunmadığının, dereyle aralarındaki kot
    2012/14556-2013/1338 -3-
    farkının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi