8. Hukuk Dairesi 2012/14370 E. , 2013/1339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... Köyü Tüzel Kişiliği ve dahili davalı Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.11.2010 gün ve 625/513 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, ... Köyü, Gürün yolu mevkiinde bulunan, sınırlarını dilekçesinde belirttiği kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir parça tapusuz taşınmazın zilyetliği altında bulunduğunu açıklayarak, adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dahili davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, Fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 22.07.2008 tarihli ölçekli krokide A harfiyle gösterilen 15.999,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleştiğinden bahisle kabul kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın batı sınırında yol yer almaktadır. Fen bilirkişi krokisinde ve paftada yolun ismi yazılı değildir. İlk keşifte dinlenen yerel bilirkişi bu yolun “Gürün yolu “olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece anılan yolun 6001 sayılı Kanunun 2. ve 13. maddesi uyarınca Devlet yolu mu, il yolu mu olup olmadığı araştırılmamıştır. Söz konusu yol, değinilen yasada yazılı yollardan birisi ise; TMK.nun 713/3. maddesi uyarınca davanın Hazine yanında ilgisi bakımından öteki kamu kurum ve kuruluşlarına da yöneltilmesi gerekir. Somut olayda, Karayolları Genel Müdürlüğü"ne husumet yöneltilmemiş ve bu yerle ilgili kamulaştırma haritasının olup olmadığı soruşturulmamış, varsa getirtilip, mahallinde uygulaması yapılmamıştır. Noksan soruşturma ile yetinilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2012/14370-2013/1339 -2-
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın batısında bulunan yol nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğü yasal hasım olduğundan; bu kurumun da yöntemine uygun biçimde davaya katılarak taraf teşkili sağlanmalı, varsa delilleri toplanarak, kamulaştırma haritasının mahallinde tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman teknik bilirkişiye uygulattırılması, kamulaştırma kapsamında kalıyorsa ve zilyetlikle mülk edinme koşulları gerçekleşmiş ise; o bölüm için mülkiyetin tespitine karar verilmesinin düşünülmesi, ayrıca tüm uygulama bilgi ve bulguların keşfi izlemeye infazı sağlamaya elverişli ölçekli kroki ve rapora yansıtılması, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Öte yandan taşınmazın ... Köyü sınırlarında kaldığı sabittir. Bu durum Mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki davacı adına ... köyünde 95.603,82 m2 belgesizden taşınmaz tespit ve tescil edilmiştir. Karara esas alınan teknik bilirkişi krokisinde çekişmeli yer 15.999,93 m2 olarak belirlenmiştir. Bu durumda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki norm sınırlandırması aşılmıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılacak iş, yeniden yapılacak keşifte davacıya niza konusu taşınmazın hangi bölümünden adına tescil istediği konusunda tercih hakkı sorularak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde belirlenen 100 dönümden eksik kalan 4.396,18 m2lik yerin teknik bilirkişi tarafından ölçekli krokide gösterilmesi sağlandıktan sora bu bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, söz konusu limitler aşılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulüyle usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.