8. Hukuk Dairesi 2012/7159 E. , 2013/1341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescili davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 20.07.2010 gün ve 98/120 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit ve tescil edilen 125 ada 12 parsel sayılı taşınmazın vekil edenlerine miras yoluyla intikal ettiğini, niza konusu taşınmazı müvekkillerinin miras bırakanları ve ölümü ile kendilerinin yıllarca bizzat veya kiraya vermek suretiyle kullandıklarını açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazın Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın ispatlanamadığından esastan ve dava konusu taşınmazın davacılara aidiyeti kabul edilecek olsa bile; başka mirasçılarında bulunması nedeniyle davacıların kendi adlarına tek başına 3. kişiye karşı dava açamayacakları gerekçe gösterilerek, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; dava konusu 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, malikinin kim olduğu bilinemediği açıklanmak suretiyle tarla vasfı ile 19.05.2009 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tapuya tescil edildiği saptanmıştır. Mahkemece mahallinde icra edilen keşifte ve yargılama oturumunda dinlenen yerel bilirkişi ..., niza konusu taşınmazın başında her zaman ...’ı gördüğünü, ...’nin taşınmaz üzerinde ki zilyetliğini kardeşi ... adına yürütüp yürütmediğini ve taşınmazın hangisinin babasından kaldığını bilmediğini söylemiştir. Aynı şekilde keşifte ve yargılama oturumunda dinlenen yerel bilirkişi ..., ...ve davacıların miras bırakanı ...’un anne bir baba ayrı kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazı 3 yıl Veli’den icarlayarak kullandığını, köylülerden bu taşınmazın ...’un babasından kaldığını duyduğunu ifade etmiştir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz Yayıközü Köyü mülki sınırları içinde olup, davacıların miras bırakanı ... ise dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarına göre Benlikaya nüfusuna kayıtlıdır. Benlikaya Köyünde oturan ve bu nedenle davacıların miras bırakanı ve Veli’yi tanıyan tanık Hasan Öztürk keşifte ve duruşmada birbirini teyit eden beyanlarında niza konusu taşınmazın gerek Veli’den
./..
-2-
2012-7159- 2013/1341
ve gerek ...’tan duyduğuna göre ...’un babası Kanber"den intikal ettiğini, köylerinde de bu şekilde bilindiğini, babası öldüğünde ... küçük olduğu için Veli’nin ona bakarak topraklarını işlettiğini, daha sonra ... iş sahibi olunca Veli’nin onun adına taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, icara verdiğini, ...’un ,Veli ölünce yengesine maddi destek olmak için taşınmazı Veli’nin eşi Sultan’ın sonraki eşi Rıza’ nın kullanmasına izin verdiğini, 2005 yılında ...’un köye gelerek taşınmazı Cafer’e icara verdiğini, 2008 yılında ...’un ölmesi üzerine kendisinin onun mirasçıları olan davacıları köye çağırarak taşınmazlarıyla ilgilenmelerini söylediğini belirtmiştir. Bu saptamalara, özellikle tanık beyanına göre dava konusu taşınmazın ...’un babası Kanber’den intikal ettiği ve Veli ile Rıza’nın ... adına onun rızası ve bilgisi dahilinde taşınmazı kullandığı sabittir. O halde; Mahkemece davacılar ve miras bırakanlarının taşınmazı uzun zamandır kendilerinin asli ya da feri zilyet olarak kullanmamalarının mülkiyet hakkından vazgeçtikleri şeklinde yorumlanabileceği gibi zilyetliklerinin de ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın ...’tan intikal ettiğinin kabulü halinde; davacılardan başka mirasçıları da bulunup, mirasçılar arasında taksim yapıldığı ispatlanamadığından, davacıların kendi adına tek başına dava açamayacakları gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi de isabetli görülmemiştir. ...’ın dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine esas nüfus kayıtlarının incelenmesinde 25.05.1946 yılında bekar olarak öldüğü, tek mirasçısının ... olduğu anlaşılmıştır. Veli Aslan’ın nüfus kayıtlarının incelenmesinde babasının adının İzzet, annesinin adının Esme olduğu, ... ile anne bir kardeş oldukları, fakat anneleri Esme"nin nüfus kaydına göre Şakir Özyürek ile evli iken 01.01.1965 yılında, eşi Şakir’in ise 01.02.1935 yılında öldükleri, Esme’nin, ...’un babası Kanber ile resmi evliliğinin bulunmadığı, bu durumda Kanber’in ... ve onun mirasçıları olan davacılardan başka mirasçıları olmadığından, davacıların tek başına kendi adlarına dava açmalarında usuli bir sakınca yoktur.
Açıklanan nedenlerle; davacıların davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmadığından davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4., HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.15 TL peşin harcın istek halinde davacılara iadesine, 12.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.