4. Hukuk Dairesi 2010/14411 E. , 2012/2141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı .... aleyhine 08/11/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, yan parselde davalı tarafından yaptırılan inşaat çalışması sırasında davacıya ait binanın hasarlanması nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı binanın sahibi olduğunu, ... ada ... sayılı yan parsel maliki olan davalının yaptırdığı inşaat çalışması sırasında yeterli önlem alınmadığından zemin kazı çalışması nedeniyle sahibi olduğu binanın taşıyıcı kolon ile kirişlerin zarar gördüğünü zeminin kaydığını, binada çatlaklar oluştuğunu belirterek binanın güçlendirme ve onarım bedelinin tahsilini, bu mümkün olmadığında hasarlanan bina nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya ait binanın ruhsatsız, projesiz ve kaçak bina niteliğinde olduğunu, dava dışı ... Büyükşehir Belediyesi tarafından 1992 yılında henüz inşaat aşamasındayken durdurma kararı verildiğini, 1994 yılında ruhsatsız, projesiz ve kaçak olması nedeniyle binanın yıkımına karar verildiğini belirterek yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, jeoloji mühendisi ve inşaat mühendisleri tarafından hazırlanan 4/9/2009 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek binanın güçlendirmesi için gereken bedele yönelik istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Haksız eylem nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu eylem sonucu oluşan zarar ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. Oluşan zararın kapsamı belirlenirken ise, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumuna uygun indirim yapılmalıdır.
Somut olayda, davacıya ait ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 3 katlı binanın henüz yapımı sırasında projesiz, ruhsatsız ve yapı yönetmeliğine aykırı kaçak bina olduğu bu nedenle dava dışı ... Büyükşehir Belediyesi tarafından 1992 yılında sözü edilen gerekçelerle inşaatın durdurulmasına karar verildiği, 1994 yılında ise yıkım kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya arasına giren, 28/6/2007 tarihinde yaptırılan 2007/53 Değişik iş sayılı tespit dosyası ile yerel mahkemece yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporları içeriğinden; yan parselde davalı tarafından yaptırılan inşaat çalışması sırasında yeterli önlem alınmaması nedeniyle zemin kazı çalışmasında toprak alımı ile oluşan boşluk sonrası davacıya ait binanın zemininin kaydığı, taşıyıcı yapı elemanlarında kılcal ve derin çataklar oluştuğu tespiti yapılarak tedbirsiz yapılan inşaat çalışması ile davacıya ait binadaki zarar arasında illiyet bağı kurulmuştur. Yine yan parseldeki inşaat çalışmasından önce davacıya ait binada hasar bulunmadığı da tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerden ötürü davalının oluşan zarardan haksız fiil esaslarına göre sorumluluğu bulunmaktadır.
Sorumlu olunacak zarar tutarının belirlenmesi bağlamında; davacı, ruhsatsız, projesiz ve yapı yönetmeliğine aykırı kaçak bina yapmakla yasaların kendisine verdiği yükümlülükleri yerine getirmemiş, yasalara saygılı biri gibi davranmamıştır. Somut olayın gelişim biçimi de gözetildiğinde, davacının Borçlar Kanunu’nun 43-44. maddeleri uyarınca oluşan zararda müterafik kusurunun olduğu kabul edilerek oluşan zarardan uygun bir indirim yapılması gerekirken açıklanan hususlara uyulmadan yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/02/2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Davacının, zarar gördüğünü ileri sürerek tazminat istediği binasının, inşaat aşamasında iken 1992 yılında önce inşaatın durdurulmasına, 1994 yılında ise ruhsatsız, projesiz ve kaçak olduğu gerekçesi ile ... Büyükşehir Belediyesince yıkımına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalının ise kendi tapulu taşınmazı üzerine ruhsatlı ve izinli olarak yasal tasarruf hakkının gereği olarak bina yaptığı sırada dava konusu zarar meydana gelmiştir.
Davacı, davalının inşaatından önce, inşaat izni alamadığı için kaçak olarak zarar gören binasını yapmamış olsa veya dava dışı Belediye Başkanlığı aldığı yıkım kararı gereğince davacının binasını yıkmış olsa, böyle bir zararın olması ve dava açılması söz konusu olmayacaktı. Dolayısıyla, davacının binasının ruhsatsız, projesiz ve kaçak olması önce inşaatın durdurulmasına, daha sonra binanın yıkımına karar verilmesi gözönüne alındığında davacının binasındaki zarar ile davalının daha sonra kendi tapulu arsasına ruhsatlı bina yapmak eylemi arasındaki illiyet bağı kesilmiştir. Davalının kendi tapulu arazisine ruhsatlı bina yapması yasal tasarruf hakkının bir gereği olduğundan davalının eyleminin hukuka aykırı olduğu da ileri sürülemez.
Sonuç olarak, davacı yıkımına karar verirken kaçak inşaatı nedeniyle zararın meydana gelmesine kendisi yol açtığından zarar isteyemez. Davanın tümden reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun kısmi bozma kararına katılmıyorum. 15/02/2012