23. Hukuk Dairesi 2011/2657 E. , 2012/1656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatif üyesi olduğunu, üyelikten 19.02.2008 tarihinde istifa ettiğini, istifasının kooperatif yönetimince kabul edildiğini, davalının buna istinaden icra takibi başlattığını, ödeme emrinin kooperatifin taşınma döneminde Tebligat Kanunu"nun 35. madde hükmüne göre tebliğ edildiğinden takibin kesinleştiğini ancak, alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin ... 25. İcra Müdürlüğü"nün 2008/6591 sayılı takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine ve %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, menfi tespit davasının borcun bulunmaması veya sonradan ödenmiş olması durumunda açılabileceğini, takibe konu borcun ise istifa tarihi itibariyle doğduğunu, bu nedenle açılan davanın hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve %40 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının istifasının 26.02.2008 tarihinde kooperatif tarafından kabul edildiği, bu yılın bilançosunun 21.06.2009 tarihinde görüşülüp onaylandığı, alacağın 22.07.2009 tarihinde muaccel olduğu, icra takibinin ise 17.06.2008 başladığı, bu durumda takip tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığı ve davalının da takipte kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile kooperatif aleyhinde ... 25. İcra Müdürlüğü"nün 2008/6591 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tesipiti ile tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davacı kooperatifin üyesi davalının çıkma payı alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1 nci maddesi ve anasözleşmenin 15 nci maddesi gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz ve bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Davalı kooperatif anasözleşmesinin 15 nci maddesinde "Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir." hükmü yer almaktadır.
Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Belirtilen her iki durumda da iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek yoktur. Yine ihraç edilen ortağa kooperatif tarafından muacceliyet öncesi bir ödeme yapılması durumunda artık davacı alacağının muacceliyet tarihinin tespiti için 1163 sayılı kooperatifler Kanunu’nun 17/ 1 nci ve anasözleşmenin 15 nci maddesi hükümlerindeki koşulların ve sürelerin aranmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporu benimsenip, alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Davalı vekili, istifadan sonra müvekkili yerine yeni üye alınıp alınmadığının, müvekkili gibi istifa edipte çıkma payı alacakları derhal ödenen üyeler bulunup bulunmadığının araştırılmadığını belirterek rapora itiraz etmiş olup, sonuca etkili bu itiraz üzerinde durulup, değerlendirilmelidir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler de dikkate alınarak, davalının istifasından sonra doğrudan onun üyelik payı yerine üye alınıp alınmadığı, davalı ile aynı dönemde istifa eden üyelere bilançonun kesinleşmesi beklenmeden çıkma payı ödenip ödenmediği, muacceliyet öncesinde ödemeye ilişkin kooperatifin bu yönde bir uygulaması bulunup bulunmadığı hususlarında kooperatif defter ve kayıtları inceletilerek bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönlerden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2)Bozma neden ve şekline göre,davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün,davalı yararına BOZULMASINA, (2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.