17. Hukuk Dairesi 2016/13528 E. , 2017/7947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, müvekkilinin davalı ..."tan boşandığını ve mali haklar yönünden hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazın önce davalı ..."e sonrada diğer davalılara satıldığını belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borçluyu tanımadığını, muvazaanın olmadığını ve taşınmazı gerçek değeri üzerinden satın aldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, satışın borcun doğumundan önce olduğundan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., devirlerin muvazaalı olmadığını, üçüncü kişi Selahattin"i tanımadığını belirtmiştir.
Diğer davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, borçlunun dava konusu taşınmazı boşanma ilamının alınmasından kısa bir süre sonra düşük bedel ile borçlunun yakın arkadaşı ..."e sattığı, anılan şahsın borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun anlaşıldığından bahisle bu davalı yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar ... ve ..."in kötü niyetleri ispatlanmadığından bahisle davanın reddine ve İİK"nun 283/2 maddesi uyarınca 70.700 TL"nin davalı ..."den tahsili ile alacaklıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki 3.bent kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır. (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir.
Somut olayda, yapılan bilirkişi incelemesi sonunda dava konusu taşınmazın davalı ..."in taşınmazı elden çıkardığı 30.11.2010 tarihi itibari ile değeri 117.000 TL olarak belirlendiğinden, takip konusu alacak ve ferilerini ve bu miktarla sınırlı olarak davalı ..."in tazminatla sorumlu tutulması gerekirken tapudaki değer üzerinden tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3.Tasarrufun iptali davalarında, davanın kabulü halinde davalı borçlu ile üçüncü kişi zorunlu dava arkadaşı olduğundan yargılama giderinin her ikisinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken sadece davalı ..."den tahsiline karar verilmeside isabetsiz olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 19.09.2017 günü oybirliğiyle karar verilmiştir.