8. Hukuk Dairesi 2012/15148 E. , 2013/19557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.10.2012 gün ve 404/338 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu 9 sayılı parselin kadastro çalışmaları sırasında verasette iştirak biçiminde 145 ada 9 ve 13 sayılı parsellerin davalılar ..., ... ve ... adlarına tespit ve tescil ettiklerini, yine 145 ada 27 sayılı parselin ise adına tapuda tam pay olarak kayıtlı bulunduğunu, ilk iki parselin iştirak halinde davalılar adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, dava konusu taşınmazların muris ... ile kardeşi ...’dan kaldığını, ...’nin 1986 yılında öldüğünü, ...’nin çocuklarından kardeşi ölü ... ...’ten miras payını satın aldığını açıklayarak kendi miras payı ile satın aldığı miras payı gözetilerek tapu kayıtlarının iptali ile payına düşen miktarlarda adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Mehmet ... mirasçıları ..., ... ve ... dava konusu parsellerde bulunan ...’nın miras paylarının babaları Mehmet ... tarafından satın alındığını, taşınmazların Ayşe ve ...’den kaldığını, bu hususun dikkate alınması gerektiğini bildirmişlerdir.
Mahkemece, “…145 ada 27 sayılı parselde bulunan iki katlı kagir ev ve arsa vasıflı 870,79 m2 yüzölçümlü davacı adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kayıtlarının iptaline, 144 pay kabul edilerek 48 payının davacı Seyit ..., 24 payının ..., 36 payının ..., 36 payının ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 3.7.2012 tarihli teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde gösterilen ev ve müştemilatının davacı Seyit ...’e ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh düşülmesine, yine aynı ada 9 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, 144 pay kabul edilerek 48 payının Seyit ..., 24 payının ..., 36 payının ... ve 36 payının da ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 145 ada 13 parsel sayılı taşınmazın aynı şekilde tapu kaydının iptaline, tamamı 144 pay kabul edilerek 24 payının Seyit ..., 24 payının ..., 36 payının ..., 36 payının ..., 8 payının ..., 8 payının ... ve 8 payının da ... ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline…” karar verilmesi üzerine, hüküm davalılar ..., ... ve ... tarafından miras payının devrine ilişkin harici satış senetlerinin uygulanmadığını eksik pay verildiğini gerekçe göstermek suretiyle temyiz etmişlerdir.
Dava, kadastrodan önceki zilyetlik, muristen intikal ve miras payının devri hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, öncelikle 145 ada 27 sayılı parsel davacı adına tapuda tam pay olarak kayıtlı olup, dava dilekçesinde dava konusu yapılmadığı gibi, 7.12.2011 tarihli ıslah dilekçesinde bu parselin tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş ise de, söz konusu parsel zaten davacı adına tapuda kayıtlı olup, diğer mirasçıların bu parsele karşı yöntemine uygun bir biçimde harcı yatırılmak suretiyle açılmış bir dava ve istekleri bulunmamaktadır. Dava ve istek olmadan davalılar adına hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır (HMK. m. 26). Davalıların bu parselle ilgili bir istekleri olmadığı gibi, HMK’nun 24/2. maddesi de tasarruf ilkesini öngörmekte olup, bu ilke de kamu düzenine ilişkin bulunduğundan bu parselle ilgili davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kimse dava acmaya zorlanamayacağı gibi, dava ve istek olmadan başkaları adına iptal ve tescile de karar verilemez.
Dava konusu 145 ada 9 ve 13 sayılı parseller elbirliği mülkiyeti şeklinde davalılar adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Davacı Seyit ... dava konusu taşınmazların ... ile ...’dan kaldıklarını kabul ettikleri gibi, davalılar da bunu kabul etmektedirler. Dosya arasında bulunan 10.05.1999 tarihli “Gayrimenkul Hisse Taahhüt Senedidir Anlaşma başlıklı” harici satış senedi ile davacının kardeşi ölü ... ...’in miras payını aldığı davalıların ise, 31.12.1966 ve 12.04.1964 tarihli harici satış senetleriyle ...’in kardeşi ...’nın miras paylarının babaları Mehmet ... tarafından satın aldığını bildirmişler ve bu harici satış senetlerinin pay yönünden göz önünde bulundurmadığını açıklayarak hükmü temyiz etmişlerdir. Dosya üzerinde yapılan incelemede hükümde yer alan payların Mahkeme tarafından belirlendiği, neye dayanılarak ne şekilde paylaştırıldığının tam olarak anlaşılamadığı ve denetimden uzak olduğu belirlenmiştir. Miras payını devreden Ayşe ve ...’e ait veraset belgeleri dosya arasında bulunmadığı gibi, bu taşınmazların hangi miras bırakandan adı geçenlere intikal ettiği de anlaşılamamaktadır.
Bu nedenle öncelikle taşınmazların kendilerinden Ayşe ve ...’ye kaldığını gösteren miras bırakanlarına ait veraset belgesinin alınması için davacıya süre ve imkan tanınması, ... ve Ayşe’nin miras bırakanlarına ait veraset belgesi dosyaya ibraz edildiğinde yeniden yapılacak keşifte harici satış senetlerinin keşif yerinde yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yöntemine uygun bir biçimde uygulanması, hangi parselin hangi harici satış ve miras payının devri senedi kapsamında kaldığının teknik bilirkişi yardımıyla keşfen belirlenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek dosyanın tomarıyla birlikte pay dağılımında uzman bir kadastro teknik elemanına ya da Tapu Sicil Müdürlüğü’nden bu işten anlayan birine verilerek kök murise ait veraset belgesi göz önünde tutularak miras paylarının dağılımının yapılması konusunda uzman bilirkişiden hükme esas alınacak rapor istenmesi, hükmü temyiz edenlerin bu konudaki kuşkularının giderilmesi, ondan sonra esasları hakkında bir hüküm kurulması gerekmektedir.
Bundan ayrı, 145 ada 13 sayılı parsel tapu kaydına göre, davalılar ..., ... ve ... adlarına verasette iştirak biçiminde kayıtlı olup, amcaları ölü ...’nın mirasçıları ..., ... ve ... tarafından açılmış bir dava ve istekleri olmadığı halde, bu taşınmazdan kendilerine pay verilmesi usul ve kanuna aykırıdır (HMK. m. 26, HUMK. m.74).
Kabulüne göre de, 145 ada 27 sayılı parsel üzerinde bulunan ev ve müştemilatın davacıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine ilişkin istek de aynı şekilde HMK’nun 26. (HUMK. m. 74) maddesine aykırıdır. Hakim, istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez.
Davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 148,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.