
Esas No: 2020/1326
Karar No: 2020/1351
Karar Tarihi: 03.12.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1326 Esas 2020/1351 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1326
KARAR NO: 2020/1351
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2018/205E. 2020/65K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasında 31/10/2017 tarihli imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalı tarafından kullanılan kredinin geri ödenmemesi üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmakla, davalı tarafından yapılan haksız şekilde yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ".. Somut olayda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/k ve 1 maddesi gereğince davalı tüketici ile davacı banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalının tacir değil tüketici olduğu, işlemin tüketici işlemi niteliğinde olup, yine anılan Kanun'un 83. maddesinin 2. bendi gereğince, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun'un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu durumda, davanın tüketici işlemi niteliğinde olduğu, ticari talep niteliği taşımadığı anlaşılmakta olup, talebin tüketici mahkemesinde değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenlerle talebin görev şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiği, ..." gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Tüketici mahkemesine gönderilmesine, HMK'nın 20. maddesi gereğince usuli işlemlerin ikmaline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde önceki beyanlarını tekrarla; Bankanın, sözleşmeye istinaden çek müşterisine (çek hesabı sahibine) verdiği çek defterindeki çek yapraklarının, çek müşterisi tarafından keşide edilerek çek hamiline verildiğini, çek hesabı sahibinin hesabında yeterli meblağ bulunmaması nedeniyle çekin ibrazı neticesinde karşılıksız çıkmış olduğunu, karşılıksız çek nedeniyle bankanın çek mevzuatı gereği (Çek Kanunu md. 3) asgari sorumluluk bedelini (yasal garanti tutarını) çek hamillerine ödeme yükümlülüğünün doğduğunu, bu sebeple müvekkilinin söz konusu çekin yasal yükümlülük bedeli kapsamındaki alacağına ilişkin icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız şekilde itiraz etmiş olduğunu, İş bu itirazın iptali davasının niteliği itibarıyle ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olduğunu, davalı ... Aleyhine açılan İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/206 E. Sayılı bir başka itirazın iptali davasında, dava konusu aynı Genel Kredi Sözleşmesine ve Çek Bedeli Kredisine ilişkin olup, aynı mahkeme tarafından davanın ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle davalının görev yönünden yapmış olduğu itirazlarının reddedildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında tahsis edilen çek bedeli kredisine istinaden ortaya çıktığı söylenilen borcun ödenmemesi nedeniyle davacı banka tarafından başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası içerisindeki takip talebinin alacaklısının ..., borçlunun ... olduğu, takibe ... ile ... arasındaki genel kredi sözleşmesine ilişkin ana para, işlemiş faiz, BSMV ve ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 1.444,91 TL alacağın konu edildiği, dava dilekçesinin incelenmesinde, ...'ın çek bedeli kredisine konu borcu ödememiş olduğundan bahisle hakkında icra takibinin başlatıldığı anlaşıldığı, takibe dayanak genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşmenin ... firmasına kullandırılan krediden kaynaklı olduğunu anlaşılmaktadır. HMK'nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 5.390,00 TL'ye baliğ olmuştur. Her ne kadar davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de dayanak icra takibindeki alacak miktarının ve dava dilekçesindeki dava değerinin 1.444,91 TL olduğu, miktar itibariyle kararın her iki taraf yönünden kesin olduğu anlaşılmaktadır. Kararın görevsizlik kararı olmasının sonuca herhangi bir etkisi yoktur. Çünkü, HMK'nın 341/2.maddesinde, kararın usule veya esasa ilişkin olması bakımından bir ayrım yapılmaksızın parasal sınır getirilmiş ve maddede öngörülen parasal sınırın altında kalan davalarda verilen tüm nihai kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin görevi kamu düzenine ilişkin olmakla birlikte, istinaf mahkemesinin kamu düzeni denetimi yapabilmesi için istinafı kabil kararın bulunması gerekir. HMK' nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Kanun'un 352/1.b maddesi gereğince istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı HMK'nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin olduğundan, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK'nın 346. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacı vekilince yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, başvuran üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, HMK'nın 20.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 344 ve 352/1.b maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020
KANUN YOLU: HMK'nın 362/1. c maddesi uyarınca, karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.