Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1114
Karar No: 2020/1339
Karar Tarihi: 03.12.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1114 Esas 2020/1339 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1114
KARAR NO : 2020/1339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI : 2019/378E. 2020/77K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin davacıya olan borcundan dolayı davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas nolu icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının alacağa, faize ve ferilerine itirazda bulunduğunu, ancak davalının borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, davalı borçlu ...'nin Almanya'da ... şirketini iki ortak ile kurduğunu ve şirketine yatırımcı arayışına girdiğini, davalı borçlunun yatırımcıların sermayelerini başka amaçlara kullandığını ve şirkette vaat edilen hedefe uygun şekilde kullanmadığını, bundan dolayı Hamburg Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 620 KLs 1/11 ve 5500 Js 24/06 (5550) sayılı kararı ile davalı borçlu ... hakkında dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiğini, şirkete para yatıranlar arasında davacı müvekkili İris ... de bulunduğunu, davalı ... hakkında Almanya Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.07.2008 tarihinde saat 12.40'da tüketici iflası açıldığını, akabinde şirkete para yatıran ve dolandırılan alacaklıların bir çoğunun alacaklarını kasten işlenmiş haksız fiilden doğan alacak sebebi ile iflas masasına yazdırdığını, müvekkilinin de kasten işlenmiş haksız fiilden doğan iflas alacağını zamanında 15.09.2008 tarihinde iflas masasına yazdırdığını, müflis ve iflas idaresinin bu alacağa itiraz etmiş olsalar da müflisin itirazının 04.08.2010 tarihinde Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile kaldırıldığını, iflas idaresinin itirazının da 08.07.2013 tarihinde bertaraf edildiğini, mahkemenin 07.08.2013 tarihli kararı ile davacının davalı borçludan 8.206,76 Euro ana alacağı bulunduğunu, davalı ...'nin Almanya'daki iflas tasfiyesinde kötüniyetli olarak Almanya'daki iflas prosedürü devam ederken edindiği Muğla Bodrum'da Bitez'de 256 ada 35 parselde kain 1.781,54 m2'lik taşınmaz mal varlığını beyan etmediğini, icra ve dava dosyaları açısından asıl alacaklarının iflas tablosunda olduğu üzere 8.206,76 Euro olup alacağın iflas tablosuna kayıt tarihi olan 15.09.2008 tarihinden itibaren dava tarihine dek alacağa 3095 sayılı Kanun m.4/a uyarınca seneye göre değişkenlik gösteren resmi faiz oranlarında takip tarihine dek toplam 3.141,78 Euro faiz işletildiğini belirterek, davalının İstanbul ....İcra Müdürlüğünün ... esas nolu dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin dava değeri oranında devamını, alacaklarının takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi, vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte tahsilini, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile İİK m.67/2 uyarınca dava değerinin %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı borçludan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin Kleine Jaeger Str. 810117 Berlin/Almanya adresinde ikamet eden gerçek kişi olduğunu, davacı ...'in Almanya’da yaşayan ve dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere dava dışı ...den alacaklı olduğunu iddia eden gerçek kişi olduğunu, dava dışı ... AG'nin davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği Almanya’da faaliyet gösteren şirket olduğunu, huzurda görülmekte olan davada davacının dava dışı ...’den alacaklı olduğunu iddia ettiğini, Hamburg Asliye Hukuk Mahkemesi kararı incelendiğinde davacının ... olduğu davalının ise ... olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin ...’nin yetkilisi bulunmakta olup davada iddia edilen ticari ilişkide aslen sorumlu olmasının mümkün olmadığını, davacının ...'den olduğunu iddia ettiği alacaklarını hukuka aykırı olarak müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davaya konu ticari ilişkide taraf olmayan müvekkiline karşı husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının Almanya’da faaliyet gösteren ...’den güneş enerjisi ile ilgili bir ticari ilişkiden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, bu durumda davanın ticari alacak davası olduğunu, yani konunun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gereken bir dava olduğunu, davanın görev itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin adresinin mernis kayıtlarından da anlaşılacağı üzere Kleine Jaeger Str. 810117 Berlin/ALMANYA olduğunu, ayrıca davacının dava dışı ...'ye açmış oldukları davaların da Hamburg’da açıldığını, davanın yetki itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, davaya konu iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, somut uyuşmazlıkta ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunda aranan koşulların hiçbiri gerçekleşmediğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava; davalının şirkete yatırım yapmak amacıyla davacının yatırdığı parayı şahsi işleri için kullanmak suretiyle dolandırıcılık yaptığı ve bu hususta Almanya'da yapılan yargılamada ceza aldığı ve davalının iflas etmesi nedeniyle davacının alacağını tahsil edemediği iddiası ile iflas masasına davalının kaydetmediği taşınmazın bulunduğu, bu nedenle davacının alacağını tahsil amacıyla yaptığı icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.Buna göre, 6762 sayılı 336/5 - 321/son ve yine TMK 50/son madde ile BK 41.50 ve 51. madde gözönüne alındığında yönetim kurulu üyelerini vazifelerini kasten veya ihmal neticesi kanunun yüklediği vazifeleri yapmamalarından ötürü şirkete pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesul oldukları, 6102 sayılı TTK'da da 553 madde kapsamında bu yönde düzenleme olduğu, ancak bu tür davaların TTK 561. madde gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği, davalının yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğu ...'den'nin merkezinin Hamburg-Almanya olduğu, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, bu haliyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, Türk Mahkemelerinin yargı hakkının bulunmadığı, buna göre HMK 114/1-a ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddin..." gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; Davalının itirazında gerekçe gösterdiği TTK'nun 561. maddesinde belirlenen yetki kuralının HMK da belirlenen genel yetki kuralına ek bir seçenek olarak sunulmuş olduğunu,somut olayda seçimlik yetkinin sözkonusu olduğunu, ayrıca haksız fiilin etkilerini Türkiye'de de gösterdiğini, Müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, dolandırılan 3. Kişi konumunda olduğunu, davalı gerçek kişinin Türkiye'de kayıtlı resmi adresleri gözönüne alınmadan karar verildiğini,Bu bağlamda Türk Mahkemelerinin yetkisi belirlenirken somut olayın şartları gözetilmek kaydı ile MÖHUK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalının vekaletnamede yer alan adresinin dava dilekçesinde belirtilen adresle aynı olduğunu, davalının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne Türkiye’deki adresini (... Fatih İstanbul olarak) bildirmiş olduğunu, diğer faaliyetleri için de internette ... 20 Beyoğlu, İstanbul adresini ilan etmiş olduğunu, gerek takip talebinde bildirilen adrese, gerekse dava dilekçesinde belirtilen adrese göre yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalının malvarlığı Türkiye' de olduğundan somut uyuşmazlıkta Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının Almanya’da müvekkillerden aldığı nakit tutarlar ile Türkiye’de çok değerli bir taşınmaz edinmiş olduğunu, dolayısıyle haksız fiilin etkilerinin, artık davalının mutad meskeninin ve sebepsiz zenginleşme sonucu elde edilen malvarlığının bulunduğu yer olan Türkiye’de görüldüğünü, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından davalı ... hakkında Almanya Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.07.2008 tarihinde saat 12.40'da tüketici iflası açıldığı anlaşılmakla söz konusu yabancı mahkeme ilamının Türk yargı sınırları içerisinde etki doğurabilmesi için hiç şüphesiz tanınması gerekmekte olup, iflas kararının tanınmış olduğu hususunda dosyada herhangi bir belge ve bilgi olmadığı gibi iflasa ilişkin kararın tanınmasına yönelik olarak açılmış derdest bir davanın varlığından da dosya kapsamında bahsedilmemektedir. Dolayısıyla taraf ehliyeti açısından dosyanın denetlenmesinde davalının iflas etmiş gerçek kişi olarak kabulü mümkün değildir.MÖHUK 40. maddede "Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmü düzenlenmiştir. Türk mahkemelerini yetkili kılan bir iç yetki kuralı varsa,Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi de mevcuttur.TTK'nın 553. maddesinde kurucularının, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu düzenlenmiş, 561. maddesinde de sorumlular aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Anılan yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında ek bir yetkili mahkeme düzenlenmektedir. (Yargıtay 11. HD, T: 12.12.2016, 2016/12846 E, 2016/9474 K ,Yargıtay 11. HD, T: 13.12.2016, 2016/6937 E, 2016/9537 K sayılı ilamları) HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yine 9. maddede Türkiye'de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davalının Türkiye'de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Davaya konu takibe davalı tarafça yapılan itirazda verilen vekaletnameye göre davalının adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiştir. Buna göre Türkiye' de yerleşim yeri bulunmayan davalının mutad meskeni Şişli/İstanbul'dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin, Türk mahkemelerinin uluslararası yetkisine dair hükümleri yanlış yorumladığı, dava şartlarına aykırı karar verdiği anlaşıldığından; HMK'nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK'nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi