Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/892
Karar No: 2022/253
Karar Tarihi: 13.01.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/892 Esas 2022/253 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalı ile imzaladıkları taahhütname gereği, şirketin tüm hisselerinin satılması şartının gerçekleşmesi koşuluna bağlı olarak sahibi olduğu % 15 hisseye düşen getirinin %2,5'ına tekabül eden kısmını davalıya ödemeyi taahhüt etmiş ve taahhüt uyarınca davalıya ödeme yapmıştır. Ancak daha sonra davanın reddedilmesi sonucunda, taahhütnamede öngörülen şartların gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır. Bunun üzerine davacı, ödenen parayı faizi ile birlikte davalıdan tahsil etmek için dava açmıştır. Mahkeme, taahhütname uyarınca ödeme için gereken şartların gerçekleşmediğinin mahkeme kararıyla sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz üzerine Yargıtay, mahkeme kararının bozulması gerektiğine karar vermiş, ikinci kez yapılan yargılama sonucunda ise mahkeme, davacının sözleşmedeki amacının şirketin hisselerinin bir an önce satılmasını sağlamak olduğu ve davacının taahhüt uyarınca ödeme yapmasının gerçekleşme koşulunun mevcut olduğunu belirterek, davanın reddine karar vermiştir. Kararda, TMK m.2'de düzenlenen iyi niyet kuralının da davalının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle davacının lehine işlemeyeceği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi (İyi niyet)
11. Hukuk Dairesi         2020/892 E.  ,  2022/253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.11.2019 tarih ve 2019/400 E. - 2019/1125 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı ile davacı arasında 11.09.2009 tarihli taahhütname imzalandığını, buna göre davacının Apreteks Tekstil Tic. ve San. A.Ş.'ye ait hamiline hisse senetlerinin güncel sermaye miktarına karşılık gelecek şekilde yönetim kurulu kararı ile bastırılmış, pay sahiplerine dağıtılmış olması ve bu sözleşme anından itibaren herhangi bir tarihte şirketin tüm hisselerinin satılması şartlarının gerçekleşme koşuluna bağlı olarak sahibi olduğu % 15 hisseye düşen getirinin %2,5'a tekabül eden kısmını davalıya ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bu taahhütname uyarınca davalıya 25.06.2010 tarihinde 168.750,00 USD ödeme yaptığını, daha sonra davalının İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/566 esas sayılı dosyası ile taahhütnameye göre ödenmesi gereken tutarın 18.750,00 USD eksik ödendiği gerekçesiyle bir alacak davası açtığını, yargılama sonucunda taahhütnamede öngörülen şartların gerçekleşmediği sonucuna varılarak davanın reddine karar verildiğini, bu kararın onandığını, taahhütname uyarınca ödeme için gereken şartların gerçekleşmediğinin mahkeme kararıyla sabit olduğunu iddia ederek ödenen 168.750,00 USD'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zaman aşımından ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, öncelikle sözleşmede belirtilen şartın gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının taahhüdünü yerine getirmesinin koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği, taahhütname başlıklı sözleşmeye göre davacının şirketin hisselerinin satılması şartına bağlı olarak belli miktar parayı davalıya ödemeyi taahhüt ettiği, davacının sözleşmedeki amacının, davacıya ait hisselerin bir an önce satılmasını sağlamak olduğu, buna uygun olarak da davacının, taahhütname gereği parayı davalıya gönderdiği, sözleşmede adı geçen şirketin hisselerinin 25.06.2010 tarihli anonim şirket hisse satışına ilişkin protokol ve taahhütname başlıklı belge ile alıcılara satışı konusunda anlaşıldığı, bunu tüm ortakların kabul ederek davacı dahil imzaladığı ve sonrasında da anılan şirketin alıcılara geçtiği, aynı günde taahhütnamede belirtilen paranın davalının hesabına davacı tarafından gönderildiği, davacının dayandığı İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/566 esas sayılı dosyasında mahkemenin, taahhütnamede yer alan iki şarttan "şirkete ait hamiline hisse senetlerinin güncel sermaye miktarına karşılık gelecek şekilde yönetim kurulu kararıyla bastırılmış ve pay sahiplerine dağıtılmış olması şartının yerine getirilmemesinden dolayı protokol şartlarının eksiksiz yerine getirilmediğinden bahisle davalı tarafından açılan davayı reddettiği, oysa sonradan imzalanan 25.06.2010 tarihli anonim şirket hisse satışına ilişkin protokol ve taahhütname başlıklı belge ile bu şartın zımni olarak ortadan kalktığı, şirket hisseleri satıldıktan ve amaç gerçekleştikten sonra davacının, sözleşmenin eksiksiz uygulanmadığından bahisle gönderdiği parayı geri istemesinin TMK m. 2’de düzenlenen iyi niyet kuralı ile de bağdaşmadığı, davacının 11.09.2009 tarihli taahhütnamede belirtildiği şekilde ödemekle yükümlü olduğu parayı davalıya ödediği, taahhütnamenin sonradan imzalanan 25.06.2010 tarihli sözleşme ile tadil edildiği, davacı tarafından aynı gün ödeme yapılmak suretiyle tadilin benimsendiği, davalının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi