4. Ceza Dairesi 2018/772 E. , 2018/4167 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının 6763 sayılı Kanun’la değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi gereğince sanıkla katılan arasında uzlaşmanın gerçekleştiğinden bahisle düşürülmesine dair Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2015/1187 esas, 2017/775 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/01/2018 gün ve 94660652-105-01-13710-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2426 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında yapılan yargılama sırasında 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, yargılamaya konu suçun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle kovuşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırmacının dosyaya 31/01/2017 tarihli raporunu ibraz ettiği anlaşılmakla, vaki raporda sanığın edimi takside bağlandığı halde, Mahkemece uzlaştırma işleminin gerçekleştiğinden bahisle davanın 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiş ise de, sanığın ediminin takside bağlanması sebebiyle, anılan Kanun’un “Mahkeme tarafından uzlaştırma” başlıklı 254/2. maddesindeki “Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının 6763 sayılı Kanun’la değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesi gereğince sanıkla katılan arasında uzlaşmanın gerçekleştiğinden bahisle düşürülmesine dair Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2015/1187 esas, 2017/775 sayılı kararının, dosya kapsamına göre, sanık hakkında yapılan yargılama sırasında 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, yargılamaya konu suçun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle kovuşturma dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaştırmacının dosyaya 31/01/2017 tarihli raporunu ibraz ettiği anlaşılmakla, vaki raporda sanığın edimi takside bağlandığı halde, Mahkemece uzlaştırma işleminin gerçekleştiğinden bahisle davanın 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmiş ise de, sanığın ediminin takside bağlanması sebebiyle, anılan Kanun’un “Mahkeme tarafından uzlaştırma” başlıklı 254/2. maddesindeki “Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının, sanıkla katılan arasında uzlaşmanın gerçekleştiğinden bahisle düşürülmesine dair kararda isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında, Didem Dolama"ya yönelik tehdit eylemi nedeniyle TCK"nın 106/1-1cümlesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama sırasında Didem Dolama"nın 31/03/2016 tarihli duruşmada, sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini beyan etmesi nedeniyle kamu davasına katılmasına dair ara karar kurulduğu, yargılama sırasında 6763 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin yapılmasına karar verildiği, uzlaştırmacı tarafından sanıkla katılanın uzlaştığına ve edimin taksitle yerine getirileceğine dair 31.01.2017 tarihli uzlaştırma raporunun düzenlenerek dosyaya sunulduğu, uzlaştırma raporunun hakim tarafından 08/02/2017 tarihinde onaylandığı, tarafların yokluğunda gerçekleştirilen 30/05/2017 tarihli duruşmada, uzlaştırmanın gerçekleşmesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, gerekçeli kararın sanık ..."a 06/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, kovuşturma aşamasında katılan Didem Dolama"nın şikayetinden vazgeçtiğine dair herhangi bir bilginin dosya içerisinde yer almadığı, gerek dosyada gerekse UYAP"ta yapılan incelemede, CMK"nın 260. maddesindeki düzenleme nedeniyle kanun yoluna başvurma hakkına sahip olan katılan Didem Dolama"ya, yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmadığı ve bu nedenle Yerel Mahkemece sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine dair hükme ilişkin yapılan kesinleştirmenin, yasaya uygun olup olmadığının denetlenemeyeceği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Didem Dolama"nın kovuşturma aşamasında katılan sıfatını alması, CMK"nın 260. maddesinde hâkim ve mahkeme kararlarına karşı katılan sıfatını almış olanlar için kanun yollarının açık olduğunun belirtilmesi, yokluğunda verilen gerekçeli kararın katılan Didem Dolama"ya tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmaması, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında, gerekçeli kararın katılan Didem Dolama"ya yöntemince tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde tebliğinin sağlanması, katılan tarafından anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/01/2018 gün ve 94660652-105-01-13710-2017-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2426 sayılı ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Gerekçeli kararın katılan Didem Dolama"ya, yöntemince tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde tebliğinin sağlanması gerektiğinden, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2017 tarihli ve 2015/1187 esas, 2017/775 sayılı kararına yönelik, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN BU AŞAMADA REDDİNE,
2-Dosyanın, gerekçeli kararın katılan Didem Dolama"ya yöntemince tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmediğinin belirlenmesi halinde tebliğinin sağlanması, katılan tarafından anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması halinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/01/2018 gün ve 94660652-105-01-13710-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/01/2018 gün ve 2018/2426 sayılı ihbarnamesine konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması için, mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin, mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 01/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.