8. Hukuk Dairesi 2013/11282 E. , 2013/19753 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Dava, alacaklı tarafından İİK"nun 99.maddesi gereği açılan istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir. Mahkemece, üçüncü kişinin alacaklıdan mallarını kaçırıp gizlemek amacıyla muvazaalı olarak çalışanlarını kurucu ortak olarak gösterip yeni şirket kurulmuş gibi adresini fiilen tüm eşyaları ile birlikte taşıdığı, borçlu tarafından kesilen faturaların tek başına mahcuzun mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olduğuna dair delil olamayacağı, faturanın adi nitelikte her zaman düzenlenebilecek belge ve şirket kuruluşu da beyana dayalı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, 3.kişinin istihkak iddiasının reddine, % 40 tazminatın davalı 3.kişiden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş karar davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı 3.kişi vekilinin tazminat yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince; 2004 sayılı İİK’nun 97/15.maddesi uyarınca “İstihkak davası sabit olur ve birinci fıkra gereğince istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyeti tahakkuk ederse haczolunan malın değerinin yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere itiraz edenden tazminat alınmasına asıl dava ile birlikte hükmolunur.” hükmü üçüncü kişi lehine düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra, alacaklı lehine düzenlenen, İİK 97/13. maddesinde: "İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur...” düzenlemesi yer almaktadır. Ancak bu düzenlemede yazılı % 40 oranı 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun"un 19. maddesi ile % 20 olarak değiştirilmiştir. Buna göre 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun"un 19. maddesi ile yürürlüğe giren değişiklik nedeni ile bu tarihten itibaren tazminat oranı % 20 olarak uygulanması gerekir. Buradaki tazminat esasen kötü niyet tazminatı değil, alacaklı lehine getirilmiş gecikme tazminatı olarak nitelendirilmelidir.
Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için anılan yasal düzenleme kapsamındaki tüm koşulların bir arada bulunması, buna göre üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın ertelenmesi kararının da bulunması gerekir. Somut olayda takibin teminat karşılığında ertelenmesi yönünde verilmiş karar yoktur. Sadece istihkak iddiasının reddine karar verilmesi, alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Tazminata ilişkin koşulların oluşmadığı dikkate alınmadan tazminat yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde 6352 sayılı yasa da dikkate alınmadan tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün tazminat yönünden BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.485,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.