8. Hukuk Dairesi 2013/8302 E. , 2013/19852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mirasın hükmen reddi
... ile ... aralarındaki mirasın gerçek reddi davasının kabulüne dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 28.11.2012 gün ve 173/648 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde; babasının 27.09.2010 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın sağlığında birçok harcamalar yaptığını ve yüklü miktarda borç altına girdiğini, bu nedenden dolayı babasından kalan mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiğini açıklamış, 14.07.2011 tarihli oturumda vergi dairesinden kendisine borç kağıtları gelince babasının öldüğünü öğrendiğini ve öğrendikten sonra bu davayı açtığını belirtmiş, 08.03.2012 tarihli oturumda ise babasının terekesi borca batık olduğundan dolayı mirası reddetmek istediğini beyan etmiştir.
Davaya dahil edilen ... vekili 28.11.2012 tarihli oturumda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, terekenin borca batık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, mirasın hükmen reddine ilişkindir. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMKmd. 605/2).
Miras bırakan, 27.09.2010 tarihinde vefat etmiştir. Mirasbırakanın ödemeden aczinin belirlenmesi için öncelikle ölüm tarihi itibariyle malvarlığı araştırılmalıdır. Toplanan delillerden mirasbırakanın ... İnşaat ve Malz. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti."nin ortağı olduğu anlaşılmaktadır.
O halde Mahkemece; mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tüm taşınır ve taşınmaz mallarının ilgili yerlerden (Bankalar, Vergi Daireleri, Belediyeler, Tapu Müdürlükleri, Trafik Tescil Şube Müdürlüğü vb. yerlerden) sorularak belirlenmesi, zabıta marifetiyle araştırma yapılması, mirasçılara intikal yapılıp yapılmadığının araştırılması, söz konusu şirket gayrifaal halde olduğundan ölüm tarihi itibariyle aktif ve pasifleri ile mirasbırakanın hissesine düşen miktarın gerektiğinde uzman bilirkişiden de yararlanılmak suretiyle tespit edilmesi mirasbırakanın ortak olduğu şirketin borcundan dolayı sorumluluk miktarı da tespit edilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bunun yanında; borcun, miras bırakanın şahsi vergi borcu değil, ortağı olduğu limited şirketin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar.
Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; mirasbırakanın, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise; bu halde davacının borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi; değilse mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönler araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.