8. Hukuk Dairesi 2013/265 E. , 2013/19891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 01.11.2012 gün ve 123/123 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde; ... İlçesi, ... mahallesi 905 ada 8 parsel ve 904 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile ... Köyü 129 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazları vekil edeninin ... oğlu ...dan satın aldığını, 1970 yılından bu yana vekil edeninin malik sıfatıyla zilyet olduğunu, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak uyuşmazlık konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde taşınmazların vekil edenlerinin babası olan ... ..."dan intikal ettiğini, kök murisin ölümünden sonra mirasçısı olan Hacı ... ...’ın tüm taşınmazları haksız olarak sahiplendiğini, uyuşmazlık konusu taşınmazları da vekil edenlerinin ve diğer mirasçıların izin ve onayını almadan ...’e sattığını, ...’in de oğlu ...’e kadastro çalışmaları sırasında devrettiğini, bu taşınmazların elden çıktığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile uyuşmazlık konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 996. maddeleri ile 3402 sayılı Yasanın 14 maddesi gereğince açılmış tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Uyuşmazlık konusu 904 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile 905 ada 8 parsel sayılı taşınmaz 26.03.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden fındık bahçesi niteliğiyle ... oğlu ... ...’ın yirmi yılı aşın bir zamandan beri aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet olduğu, 09.03.1988 tarihinde dul olarak ölümü ile evlatları ..., ..., ..., .... ve ... ile kendisinden önce ölen ...’nin çocukları ..., ... ve ...’i bıraktığı, ...’ın erkek çocukları ... ve ... ... ... aralarında rızai taksim yaptıkları, taşınmazların ...’in payına düştüğü, diğer mirasçıların yapılan bu taksimi aynen kabullendikleri, ....’ın da başka mevkilerden taşınmazlar aldığı, ...’ın 1990 yılında taşınmazlarını oğlu Hacı ... ... ve kızı ... ...’a haricen ve rızaen hibe ettiği, Hacı ... ve ... ..."da 15.06.2005 tarihinde düzenlenen iki ayrı harici satış senedi ile de ... oğlu ...’e haricen sattıkları, diğer mirasçıların tamamının satışa muvafakat etmedikleri belirtilerek 2/5 hissesi ... oğlu ..., 1/5 hissesi ... kızı ... ve 1/5 hissesi ... kızı ..., 1/5 hissesi ise ..., ... ve ... adına tespit edildiği, ... oğlu ...’in kadastro komisyonuna itiraz etmesi üzerine 24.04.2009 tarihinde itirazın reddine karar verildiğini, 28.05.2009 tarihinde tespitin kesinleşmesi üzerine aynı tarihte tapu kaydı oluşmuştur. 129 ada 11 ve 12 sayılı taşınmazlar ise 28.11.2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden fındık bahçesi vasfıyla ... oğlu ... ...’ın yirmi yılı aşkın bir zamandan beri aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla zilyet olduğu, 09.03.1988 tarihinde dul olarak ölümü ile evlatları ..., ..., ... ve ... ile kendisinden önce ölen ...’nin çocukları ..., ... ve ...’i bıraktığı, ...’ın erkek çocukları ... ve ... ... aralarındaki rızai taksim yaptıkları, taşınmazların ..."in payına düştüğü, diğer mirasçıların yapılan bu taksimi aynen kabullendikleri, ... ...ın da başka mevkilerden taşınmazlar aldığı, ...’ın 1990 yılında taşınmazlarını oğlu Hacı ... ... ve kızı ... ...’a haricen ve rızaen hibe ettiği, Hacı ... ve ... ... da 15.06.2005 tarihinde düzenlenen iki ayrı harici satış senedi ile de ... oğlu ...’e haricen sattıkları, diğer mirasçıların tamamının satışa muvafakat etmedikleri belirtilerek 2/5 hissesi ... oğlu ..., 1/5 hissesi ... kızı ... ve 1/5 hissesi ... kızı ..., 1/5 hissesi ise ..., ... ve ... adına tespit edildiği, tespitin 12.03.2009 tarihinde kesinleşmesi üzerine aynı tarihte tapu kaydı oluşmuştur.
Dosya arasında bulunan ve davacının dayanağı olan 28.03.1970 tarihli “gayrimenkul tarla satış senedi” başlıklı adi yazılı belge ile ... oğlu ... ... mevkiindeki taşınmazın (sınırları senette mevcut) yarısını Mehmet oğlu ... ... ve ... ...’e kati olarak 10 bin TL bedel ile satmıştır. Kadastro tutanakları içerisinde bulunan 15.06.2005 tarihli ve “gayrimenkul ve zilyetliğin devri senedi” başlıklı adi yazılı senetlerle ... oğlu Hacı ... ... ve ... kızı ... ... mevki ve şekeri mevkisindeki fındık bahçelerinin ½ hissesini 30.000’er TL bedel ile ... oğlu ...’e satmıştır. Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ..., taşınmazların ... ...’a ait olduğunu, 45 yıl kadar önce oğlu ...’e verdiğini, ..."in fındık diktiğini, ... ...’ın kızlarına ve oğullarına haklarını verdiğini, tam olarak kime hangi taşınmazı verdiğini bilmediğini, ...’ın taşınmazların bir kısmını 1970 senesinde ... ve ...’e sattığını, bu taşınmazların 129 ada 11 ve 12 sayılı taşınmazlar olduğunu, bu taşınmazları 1970 senesinden beri ...’in kullandığını, diğer alıcı ...’in kullanıp kullanmadığını bilmediğini, ...’in 1970 yılından beri yurt dışında olduğunu, ... olduktan sonra bir daha taksimin yapılmadığını 905 ada 8 parsel ile 904 ada 3 parselin ... tarafından sağlığında ...’e verildiğini, ...’ye Şekeri mevkiinde yer verdiğinden, bunu da Şuayip’e sattığını, kızı Havva’ya Kustahnal mevkiindeki fındıklığını verdiğini, taşınmazı alan kişinin ... olduğunu, 129 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazları 1970 yılından bu yana 905 ada 8 ve 904 ada 3 nolu parseli ise yaklaşık on senedir ...’in kullandığını açıklamıştır. Tutanak bilirkişisi ... uyuşmazlık konusu taşınmazları ...’ın ...’e sattığını, ...’in mallarını taksim ettiğini, bu taşınmazları oğlu ...’e verdiğini tespiti bu şahıs adına yaptıklarını, diğer tespit maliklerine neden pay verildiğini bilmediğini, ... ... öldükten sonra taksim yapılıp yapılmadığını bilmediğini, 1970 yılından bu yana taşınmazları ...’in kullandığını açıklamıştır. Davalı tanığa ... dava konusu yerleri ... ...’ın sağlığında ...’a verdiğini, diğer çocuklarından Dursun’a da yer verdiğini ancak bunların dışındakilere bir taşınmaz verdiğini bilmediğini, mirasçıları arasında taksim yapılmadığını, ...’in babasının verdiği taşınmazlardan bir kısmını 1970 yılında ...’e sattığını beyan etmiştir. Duruşma sırasında mahalli bilirkişi, tutanak bilirkişisi, davacı tanığı ve davalı tanığı ortak beyanlarında ...’ın ölmeden önce taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, keşif sırasındaki beyanlarını bu şekilde düzelttiklerini açıklamışlardır.
TMK’nun 713/1 maddesinde “malik sıfatıyla” zilyetlik kazanma bakımından koşul olarak düzenlenmiştir. Malik sıfatıyla zilyetlikten söz edebilmek için zilyedin asli zilyet olması gerekir. Kazanma bakımından öngörülen bu koşul TMK’nun 974. maddesinin 2. fıkrasında “bir şeye malik sıfatıyla zilyet olan asli zilyet diğeri fer’i zilyettir.” biçiminde ifade edilmiştir. O halde, kazanma bakımından zilyedin zilyetliğinin fer’i ve mahdut zilyetlik olmaması gerekir.
Dava konusu olayda; 28.03.1970 tarihli senette alıcı olarak ... ve ... gösterilmiştir. Dinlenen yerel bilirkişi ve davalı tanığı ise ...’ın taşınmazı bu şahıslara sattığını açıklamışlardır. Mahkemece, ... ...’ın sağlığında taşınmazlarını mirasçılarına taksim edip etmediği, taksim etmişse taşınmazların ...’ın payına düşüp düşmediği, payına düşmüş ise ...’ın uyuşmazlık konusu 4 parça taşınmazı ... ve ...’e satıp satmadığı, satış tarihi olan 1970 yılından bu yana ...’in sadece kendi adına mı yoksa senette adı geçen ... adına mı zilyet olduğu açıklığa kavuşturulmadan ...’in alıcı ... payı yönünden malik sıfatıyla zilyet olup olmadığı üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde Mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tüm tanıkların HMK’nun 243, 244 ve 259 maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, uyuşmazlık konusu taşınmazların davacının dayanağı olan 28.03.1970 tarihli senet kapsamında kalıp kalmadığı, bu parsellerin ... ... tarafından sağlığında oğlu ...’a verip vermediği, ...’ın sağlığında tüm mirasçıları arasında taksim yapıp yapmadığı, ...’ın payına düşen taşınmazlardan dava konusu 4 adet taşınmazı ... ve ...’e satıp satmadığı, ...’in zilyetliğinin sadece kendi adına mı yoksa diğer alıcı ... adına mı olduğu, ... payı yönünden zilyetliğinin malik sıfatıyla asli zilyetlik olup olmadığı, 15.06.2005 tarihli senetlerin uyuşmazlık konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, yerel bilirkişi ve tanıklara ayrı ayrı sorularak açıklığa kavuşturulmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çıkacak çelişkilerin taşınmazın başında dinlenerek giderilmesine çalışılmalı, ondan sonra tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 571,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.