
Esas No: 2016/15169
Karar No: 2020/1292
Karar Tarihi: 05.02.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15169 Esas 2020/1292 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 19.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, bedelini ödeyerek satın aldığı 1031 ada 11 parsel sayılı taşınmazda 4/44 payı borcu nedeniyle ve ileride kendisine iade edilmek üzere davalı oğlu adına tescil edildiğini ve aralarında 19/10/2004 tarihli inanç sözleşmesi yaptıklarını, inanç sözleşmesi gereğince davalıdan tapu kaydının kendi adına tescilini istediğini ancak davalı oğlunun tapunun iadesine yanaşmadığını bu nedenle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın üzerindeki her türlü takyidatın iptal edilip adına kayıt ve tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın davacı annesi tarafından bedeli ödenerek alındığını ve kendi üzerine yapıldığını, ailesiyle birlikte uzun süreden beri kira ödemeden bu dairede yaşadığını, davacının dosyaya ibraz ettiği sözleşme altındaki imza ve yazıların kendisine ait olduğunu bu nedenle davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Dahili davalı ... ise davalı ...’ın eşi olduğunu, aralarında 2 Aile Mahkemesi 2015/572 Esasta boşanma davasının derdest olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde 06.02.2015 tarihli ‘’aile konutu’’ şerhi olduğunu, inanç sözleşmesini şerhten sonra mal kaçırmak amacı ile kötü niyetli olarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ile dahili davalının 30/09/1998 tarihinde evlendikleri, 4721 sayılı Medeni Kanunun 1029. maddesine 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe girdiği Medeni Kanunun 194. maddesine göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemeyeceği davacı ile davalının 19/10/2004 tarihli sözleşmenin bu açıdan geçersiz olduğu, davanın bakım ve görünümün Medeni Kanunun 194. maddesine göre değerlendirilmesinin nöbetçi görevli Gaziosmanpaşa Aile Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından HMK"nın 20, 114 ve 115. maddeleri uyarınca görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, bu Kanunda ve diğer Kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli mahkeme olduğu, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir.
Somut olayda, davanın hukuki sebebi, TMK"nın 194. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin olmayıp, 19.04.2004 tarihli inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bu nedenle taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunması mahkemenin görevine etkili değildir. Mahkemece yargılamaya devam ile tarafların delilleri toplanmalı, iddia ve savunmalarının hukuki değerlendirilmesi yapılarak işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken aile mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan harcın iadesine, 05.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildiBaşkan