18. Ceza Dairesi 2015/297 E. , 2016/3661 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-3-a, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın aynı Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 21/05/2014 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 müteferrik sayılı kararına yapılan itirazın reddine dair Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2014 tarihli ve 2014/195 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/02/2015 gün ve 61726 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında;
I- Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 sayılı kararma yönelik incelemede;
1- Suç tarihinin 28/04/2009 tarihi olduğu, sanığa ilişkin adli sicil kaydında tek ilâm olarak belirtilen Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 25/06/2002 tarihli. 2002/173 esas. 2002/145 sayılı kararında ise sanık hakkında hükmolunan cezanın mülga 647 sayılı Cezaların infazı Hakkında Kanun"un 6. maddesi gereğince erteli ağır para cezası olduğu; karar tarihinin 25/06/2002 tarihi, kesinleşme tarihinin de 15/03/2005 tarihi olduğu, karar tarihinden itibaren 5 yıllık erteleme süresinin sona erdiği anılan ilâmın kesinleşme ve infaz şerhli örneği celbedilip incelenmeden ve hükmün adli sicilden silinme yasal koşulları değerlendirilmeden sanık hakkında adli sicil kaydı bulunduğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına ve karar kesinleştiğinde karar örneğinin Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/173 esas, 2002/145 karar sayılı dosyasına gönderilmesine dair yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesi uyarınca, kararın verilebilmesi için aranan zararın giderilmesi şartının ise. yalnızca zarar suçları bakımından uygulama yeteneğinin bulunduğu, bu zarardan da somut ve hâkimin basit bir araştırmasıyla tespit edebileceği bir zararın amaçlandığı, söz konusu suçla ilgili mağdurların tazminat istemleri bulunmadığı gibi dosyaya yansıyan somut ve belirli zararının da belirlenemediği gözetilmeden yazılı şekilde zararın karşılanmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde,
II- Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/05/2014 tarihli ve 2014/195 değişik iş sayılı kararına yönelik incelemede;
Karar tarihinden önce sanığa ilişkin adli sicil kaydında tek ilâm olarak yer alan Karamürsel Asliye Ceza Mahkemesine ait 25/06/2002 tarihli, 2002/173 esas, 2002/145 karar sayılı ilâmın aynı Mahkemenin 22/04/2014 tarihli ve aynı sayılı ek kararında beraatine karar verilmesi nedeni ile hükmün adli sicilden silinme yasal koşullan değerlendirilmeden yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair karara yönelik itirazın yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 sayılı kararı ile sanık ..."ın TCK"nın 125/1-3-a, 43/1-2 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın aynı Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, sanığın sabıkalı olması ve katılanların zararını gidermemesi nedenleriyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Suç tarihi itibariyle sanığın sabıka kaydının incelenmesinde ise, tek bir ilamın bulunduğu, ilamın 6136 sayılı Yasa"nın 13/1 maddesi uyarınca verilen ve 647 saylı Yasa"nın 4 ve 6. maddeleri uyarınca paraya çevrilip ertelenmiş adli para cezasına ilişkin olduğu, karar tarihinin 25.06.2002, kesinleşme tarihinin ise 15.03.2005 olduğu, karar tarihi üzerinden 5 yılın geçmesiyle, 25.06.2007 tarihi itibariyle, bu süre içerisinde başkaca bir mahkumiyetinin de bulunmadığı nazara alındığında, cezanın 765 sayılı TCK"nın 95. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayıldığı ve dolayısıyla adli sicilden silinme şartlarının gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda suç tarihinin 28.04.2009 olduğu ve bu tarih itibariyle sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel ilam bulunmadığı ve hakaret suçlarında giderilmesi gereken maddi zarar olmadığı nazara alınmadan Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
Her ne kadar Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 sayılı, hukuka aykırı olarak verilen bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonrası, sanık müdafiinin, "sanığın, mahkemece CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına engel kabul edilen ilamının, yargılamanın yenilenmesi sonucu, 22.04.2014 tarihli ek kararla beraatle sonuçlandığı" gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş, Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nce yargılamanın yenilenmesinin şartları oluşmadığından bahisle talebin reddedilmesi ve karara itiraz üzerine mercii Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/05/2014 tarihli ve 2014/195 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmişse, bu mercii kararı aleyhine de kanun yararına bozma talep edilmişse de, Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nin kararının bozulması ve bozma nedenine göre mercii tarafından verilen karar hukuken hüküm doğurmayacak nitelikte kalacağından mercii kararına ilişkin değerlendirme yapılmamıştır.
Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Bakırköy 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2011 tarihli ve 2009/509 esas, 2011/2266 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına,
3- Kabule göre bozmanın konusunu oluşturan (II) nolu kanun yararına bozma isteminin, bozma kararının niteliğine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 29.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.