18. Ceza Dairesi 2015/31287 E. , 2016/3673 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 123/1. cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair, Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/615 esas, 2013/972 sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazla ilgili karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/356 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/06/2015 gün ve 203938 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında;
I-Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/615 esas, 2013/972 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki 225/1. maddesine aykırı olarak sanıklar hakkında iddianamede unsurları gösterilmeyen fiile ilişkin yargılama yapılarak yazılı şekilde kişinin huzur ve sükûnunu bozma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasında,
II-Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/356 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/12. maddesi uyarınca mahkeme kararının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kısmının itiraza tâbi olduğu, sanık hakkında tayin olunan cezaya ilişkin asıl hükmün ise, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi de dikkate alınarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırılması durumunda temyiz kanun yoluna tâbi olacağı, itirazın ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 tarihli ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının yanı sıra maddi olaylara ilişkin de incelenmesi gerekeceği cihetle, maddi olaylara yönelik inceleme yapılmadığı gibi usul yönünden ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının da bulunup bulunmadığına yönelik itiraz incelemesi yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
İncelenen dosyada;
Sanık hakkında, cinsel taciz ve sair tehdit suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/615 esas, 2013/972 sayılı kararıyla, sanığın eylemlerinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğundan bahisle sanığın TCK"nın 123. maddesinden mahkumiyetine karar verilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Cumhuriyet Savcılığınca işbu kararın, sanık hakkında açılmayan davadan hüküm kurulması ve dava konusu edilen suçlardan hüküm kurulmaması nedeniyle, temyiz edildiği, mahkemesince talebin itiraz olarak değerlendirilip dosyanın merciie gönderildiği, mercii Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/356 değişik iş sayılı kararıyla, mercii olarak kararı yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığı yönünden inceleyebileceğini, Cumhuriyet savcısının temyiz talebinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına bir itiraz bulunmadığı, gerekçesiyle karar vermeye yer olmadığına karar verildiği, bu karar üzerine dosyanın Yargıtay"a gönderildiği, CD"nin de hükmün itiraz yoluna tabi olması nedeniyle karar vermeye yer olmadığına karar verdiği, bunun üzerine Sulh Ceza Mahkemelerinin kapatılması nedeniyle dosyayı devralan Asliye Ceza Mahkemesi"nin dosyayı itiraz incelemesi yapmak üzere Ağır Ceza Mahkemesi"ne gönderdiği, Ağır Ceza Mahkemesi"nin de 17.03.2015 tarih ve 2015/221 Değişik İş sayılı kararıyla Cumhuriyet savcılığının itirazı usul ve yasaya uygun bulunup Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/615 esas, 2013/972 sayılı kararının kaldırılmasına karar verdiği, anlaşılmıştır.
(2) nolu kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde, mercii Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2013 tarihli ve 2013/356 değişik iş sayılı kararı hatalı ise de, bu kararın, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi"nin 17.03.2015 tarih ve 2015/221 Değişik İş sayılı kararıyla sonuç doğurmayan bir hale getirilmiş olduğu, dolayısıyla artık hüküm doğurma niteliğini haiz olmayan etkisiz bir karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna gelinmesinin hukuka uygun bulunmadığı anlaşılmıştır.
(1) nolu kanun yararına bozma talebinin incelenmesinde ise, Sulh Ceza Mahkemesinin 17/09/2013 tarihli ve 2013/615 esas, 2013/972 sayılı kararının, Ağır Ceza Mahkemesi"nin 17.03.2015 tarih ve 2015/221 Değişik İş sayılı kararıyla kaldırılmasına karar verildiği, dolayısıyla mahkeme kararındaki hukuka aykırılığın mercii kararıyla giderildiği anlaşılmakla, bu hususa yönelik kanun yararına bozma talebi de yerinde görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünceler yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 29.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.