
Esas No: 2011/4941
Karar No: 2012/2390
Karar Tarihi: 28.03.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4941 Esas 2012/2390 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin 2006 yılında davalı kooperatife teslim ettiği fındığın tamamının satışının 04.07.2008 tarihinde tamamlandığını, ancak her hangi bir ödeme yapılmaması üzerine başlattıkları ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibari ile 3.000,00 TL ana para alacağının bulunduğu ancak davalı kooperatif tarafından ürün bedelinin ürünün tamamının satışını müteakip ödeneceğinin kabul edilmesine rağmen hangi günde ödeneceğinin açıkça belirlenmediği, davacı tarafça temerrüt ihtarname gönderilmediği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz istemine gelince;
Mahkemece, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, teslim edilen fındığın kilogramının ve ödeme tarihindeki bedelinin belli olması sebebi ile talep edilen fındık bedelinin davalı kooperatif yönünden hesap edilebilir, belirlenebilir ve likit olma özelliği taşıdığı anlaşılmıştır. Bu itibarla İİK"nun 67. maddesi gereğince, davacı lehine asıl alacak tutarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nun 438/7. Maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın “HÜKÜM” bölümünün 2 numaralı bendinde yer alan “icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “asıl alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibarenin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacnın peşin yatırılan harcının istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.