MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... San Tic AŞ"nin yönetim kurulunda başkan yardımcısı olan sanığın, 14/05/2007 tarihinde şirket adına ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesi ile peyderpey kullanılan kredilere teminat karşılığı verilen müşteri çeklerinin şirket adına yapılan cirolarında ıslak imza yerine kaşe imza kullanılarak verdiği, kullanılan kredi bedellerinin bir kısmının ödenmemesi üzerine verilen çeklere dayanak olarak katılan bankaca başlatılan icra takiplerine çeklerdeki imzanın kaşe olduğuna ıslak imza olmadığına dair itiraz edildiği, yapılan itiraz sonucu ilgili icra hukuk mahkemelerinde icra takiplerinin iptaline karar verildiği, bu şekilde sanığın kaşe şeklinde yapılan imzaları itiraz nedeni olarak ileri sürüp, borcun tahsilini engelleyerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın aşamalardaki savunmalarında; kaşe şeklinde imzaların önceden beri devamlı şekilde kullanıldığını, bu suretle verilen çeklerin bedellerinin ödenmesi nedeni ile bir sorun yaşanmadığını, suç kastının olmadığını belirtmesi, katılan bankaca 31/01/2013 ve 31/01/2014 tarihli cevabi yazı ile eklerinde; 14/05/2007 tarihli 1.000.000 TL limitli genel kredi taahhütnamesi uyarınca 22/05/2007-11/01/2008 tarihleri arasında kullanılan kredilere ilişkin toplam 53 adet çek karşılığı 994.507 TL bedelin tahsil olunduğu, suça konu çeklerden 13/02/2008 keşide tarihli 48.000 TL ve 23/04/2008 keşide tarihli 49.989 TL bedelli çeklerin de tahsil edildiğinin bildirilmiş olması, ıslak ciro imzası içermeyen çeklerin bankaya ibraz edilmesi sırasında çekler üzerinde yapılacak basit bir inceleme ve araştırma ile imzaların kaşe imzası şeklinde olduklarının kolaylıkla anlaşılabilecek olması, dosya kapsamına göre de sanığın, katılan bankanın bu denetim imkanını ortadan kaldıracak boyutta hileli hareketinin de bulunduğuna dair herhangi bir delilin bulunmadığının anlaşılması hususları birlikte değerlendiriliğinde; sanık hakkında verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine, O yer Cumhuriyet savcısının sanık hakkında mahkumiyete hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 11/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.