
Esas No: 2007/617
Karar No: 2007/20692
Karar Tarihi: 19.11.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/617 Esas 2007/20692 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2006
NUMARASI : 2006/1057-2006/1021
Davacı, 1.4.2001-26.2.2006 tarihleri arasında çakışan S.S.K. sigortalılık süreleri haricinde 1479 sayalı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01.04.2001-26.02.2006 tarihleri arasındaki dönemde çakışan SSK "lı çalışmaları dışında kalan sürede 1479 sayılı Yasaya tabi Bağ-kur sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir..
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 01.04.2001 tarihinden itibaren Limitet şirket ortaklığı nedeni ile 1479 sayılı Yasa"ya tabı Bağ-kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı ve 26.02.2006 tarihine kadar sigortalılığının devam ettiği, aynı dönemde 18.06.2002-31.08.2002; 22.09.2002-31.01.2003; 03.03.2003-02.05.2003 ile 14.05.2005-26.02.2006 tarihleri arasında çakışan SSK’lı çalışmalarının bulunduğu, önceden başlayan sigortalılığın Bağ-kur sigortalılığı olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp, sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında sigortalı olabilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin I/f bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde ise “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa’nın 24.maddesinin I ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşuluda getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp önceden başlayıp devam eden sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar ve 3.10.2001 günlü kararında önceden başlayan sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlığın dava dışı SSK’nın hak alanını ilgilendirdiği belirgin olup, davacı tarafa yöntemince SSK’nın davaya dahil edilmesi için süre verilmesi, SSK’nın gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, taraf teşkili tamamlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 19.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.