17. Hukuk Dairesi 2015/4768 E. , 2017/8841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...Ltd. Şti."nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını 31.12.2008 tarihinde diğer davalılara sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, satışların gerçek değeri üzerinden yapıldığını ve muvazaalı olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşladır.
Mahkemece, ... 7.İcra Müdürlüğünün 2009/7031 sayılı takip dosyası yönünden ... 1.İcra Mahkemesinin 2012/546 sayılı dosyası ile çeklerin zamanaşımına uğradığından takibin geri bırakılmasına karar verildiği diğer takip dosyaları yönünden ise taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fark olmadığı, üçüncü kişiler ile borçlu şirket ortakları arasında yakınlık ve mal kaçırma amaçlarının olduğu ispatlanmadığından bahisle nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve dava dayanağı ... 7.İcra Müdürlüğünün 2009/7031 sayılı dosyası yönünden verilen icranın geri bırakılma kararının kesinleştiğinin anlaşılmasına göre davacı alacaklının aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile delil olarak sunulan ... 19.Asliye Ticaret mahkemesinin 2011/333 Esas ve 2012/243 Karar sayılı dosyasına göre ve Mahkemece de belirlendiği gibi taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedelleri arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte davalı borçlunun 31.12.2008 tarihinde dava konusu 18 bağımsız bölümü aynı gün aynı işlemle sattığı, satış işlemlerinin borçlu şirketi temsilen ..., alıcıları temsilen ... tarafından yapıldığı, yine davalı ... tarafından 31.12.2008 tarihinde alınan taşınmazlardan birinin 5.8.2009 tarihinde ..."ın vekili olarak ... tarafından satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı 3.kişi ... dava konusu taşınmazları aldıktan sonra 12.5.2009 tarihinde kendisinin, ..."ın ve ...Ltd. Şti"nin borçlarına karşılık ... Bankası lehine 10.000.000 TL ve 7.500.000 USD miktarla ipotek ettirdiği, dava konusu taşınmazların cebri icra sonucu ipotek borcuna mahsuben 17.3.2011 tarihinde ... Bankası AŞ.tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Borçlunun aynı gün tek satış sözlemesi ile 18 adet taşınmazını satması (bu satışların tamamının davalı ... ve kardeşi ... ve ... Ltd. Şti"ne yapılmış olması)hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi bu durum borçlunun mal kaçırma amacını ve alıcılarında borçlunun amacını ve durumunun bilebilecek kişilerden olduğunu gösterdiğinden dava konusu tasarrufların İİK 280/1.madde gereğince iptali gerekmektedir.
Ancak taşınmazlar davalı 3.kişilerin borcu nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığından ... 10.icra müdürlüğünün 2009/9981 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyası istenerek dava konusu taşınmazların cebri icra satışının kesinleştiği yani taşınmazların elden çıktığı tarihteki değerleri konusunda bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda davalı 3.kişelerin davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak İİK 283/2.madde gereğince belirlenecek tazminat miktarından sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.