17. Hukuk Dairesi 2015/4818 E. , 2017/8842 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ..."dan boşandığını, bu aşamada taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalılara devrettiğinden bu muvazaalı satışların iptali ile ...adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar..., ..., ... ve ... vekili, devirlerin borcun doğumundan önce olduğunu raiç bedeller ödenerek satın alındığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacının alacağı (alacak ihtimali) en erken ... 2. Aile Mahkemesinin 2009/489 Esas sayılı davasının açıldığı tarih olan 24/04/2009 tarihinde doğduğu, davaya konu ... Ada, 8 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki 3.kat 10 bağımsız bölüm numaralı mesken 08/08/1995 tarihinde... Mahallesi, 2... Ada, 171 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki bodrum kat 1 bağımsız bölüm numaralı dükkan ile 3.kat 14 bağımsız bölüm numaralı mesken 10/09/2002 tarihinde davalı ..."a satılmış olduğundan, bu satışlar davacının alacağının doğum tarihinden çok önce olduğundan bu satışların İİK"nun 277 vd maddeleri gereğince iptal edilmeleri mümkün olmadığından bu tasarrufların iptaline yönelik davanın reddine, ... Mahallesi, 2...Ada, 171 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki 3.kat 14 bağımsız bölüm numaralı mesken davalı ... tarafından 09/03/2011 tarihinde davalı ..."e satışın ise, davanın davalı ..."ın yapmış olduğu devirlere yönelik olduğundan davalı ... ile davalı ... arasındaki 09/03/2011 tarihli satışın muvazaalı olup olmadığı üzerinde durulmadığı, davaya konu ... Mahallesi ...Ada, 8 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki bodrum kat 2 ve zemin kat 4 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar ile ilgili taleplerini atiye bıraktığından bu taşınmazlar hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davacı vekilinin 04.12.2014 havale tarihli dilekçesi ve 11.12.2014 tarihlli oturumdaki beyanı ile dava konularından 18 Ada, 8 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki bodrum kat 2 ve zemin kat 4 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar ile ilgili taleplerini atiye bırakmasına göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-HMK"nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
3-Kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek
amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur.Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı davalı ..."dan boşanması sonucu hükmedilen tazminatları tahsili için ... 24.İcra Müdürlüğünün 2011/5486 sayılı ve İstanbul 21.İcrüa Müdürlüğünün 2014/3555 sayılı takip dosyalarındaki alacağın tahsiline yönelik olarak açmıştır.
Dava konularından 1188 Ada, 8 Parsel numaralı taşınmaz üzerindeki 3.kat 10 ve bağımsız bölüm n 08/08/1995 tarihinde, 263 Ada, 171 Parsel bodrum kat 1 bağımsız bölüm numaralı dükkan ile 3.kat 14 nolu bağımsız bölüm numaralı mesken 10/09/2002 tarihinde borçlu ...tarafından davalı ..."a satılmış, 14 nolu bağımsız bölüm 09.03.2011 tarihinde ...tarafından davalı ..."ye devredilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut, ... 3.Aile Mahkemesinin 2005/1048 Esas 2006/50Karar sayılı dosyasından, davalı ..."nın 02.12.2005 tarihinde açılan dava dilekçisinde davacı ..."den 30 yıldır ayrı olduğunu ve ... isimli bayanla birlikte yaşadığını açıkca belirtmiştir.Bu dava red edilmiş ise de 3 yıl sonra açılan ... 2.Aile Mahkemesinin 2009/489 Esas 2011/504 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verilmiştir. Buna göre davalı ...1975 yılından beri davacıdan ayrı ve diğer davalı ..."la birlikte yaşamaktadır. Boşanmasının 2009 yılında gerçekleşmiş ise de boşanamaya neden olan olaylar 30 yılı aşkın bir süre öncesine dayandığından mahkeme kabulünün aksine borç 1995 ve 2002 yılından öncesinde doğduğunun kabulü gerekir. Davalı ... borçlunun önce gayriresmi sonra resmi eşi olup satış tarihlerinde borçlu ile birlikte yaşadığından borçlunun eski eşi davacıdan mal kaçırma amacını bilebilecek şahıslardan olduğundan, dava konusu 263 ada 171 parsel 1 nolu bağımsız bölüm ve 1188 ada 8 parsel 10 bağımsız bölüm ile ilgili davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Dava konularından 263 ada 171 parsel 14 nolu bağımsız bölüm ise borçlu tarfından 10.09.2002 tarihinde satılmış ise de, ... 1.Aile Mahkemisinin 2006/225 Esas 2007/1022 Karar sayılı ilamı ile ... adına olan tapunun iptali ile ...adına tesciline karar verilmiş ve karar 22.10.2010 tarihinde kesinleşmiş ancak tapuda işlem yapılmadan 09.03.2011 tarihinde ... tarafından davalı ..."ye satılmıştır. ..."nin kötü niyetli alıcı olduğu yolundaki davacı iddiası araştırılmamıştır. Taşınmaz yönünden bu hususlar değerlendirilerek, araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekiken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.