Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2955
Karar No: 2017/8856
Karar Tarihi: 10.10.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/2955 Esas 2017/8856 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/2955 E.  ,  2017/8856 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacının davalı ... şirketi tarafından sigortalanmış olup, dava dışı...yönetimindeki araç ile yolculuk yaparken 1 meydana gelen kaza sonucunda yaralandığını ve %12 oranında sürekli sakat kaldığını, davalı ... şirketinin davacıya 24.06.2013 tarihinde 21.898,60 TL ödeme yaptığını, davacının zararının daha fazla olduğunu belirterek sürekli sakatlık tazminatı olarak 1.000,00 TL"nin davalıdan ticari faizi ile alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 22.07.2014 tarihinde ıslah ile talebini 6.901,36 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili davacının ... şirketine başvurması üzerine davacının zararını giderdiklerini ve davacının kendilerini ibra ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulüne, belirlenen 6.901,36 TL tazminatın 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışındaki taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı ..."nun 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin
    açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
    Somut olayda; olay nedeniyle davalı ... şirketi tarafından davacıya ödeme yapılmış, taraflar arasında 25.06.2013 tarihli ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 28.08.2013 tarihinde açılmış olmasına göre, ..."nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Öncelikle maluliyet tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında ..."nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, davaya konu kaza nedeniyle oluşan zarar ve kusur durumu belirlenerek buna göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 s. Türk Borçlar Kanunu md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
    Somut olayda davacı soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde eşinin kullandığı kamyonda seyir halindeyken şoför mahallinin arka kısmında bulunan yatakta yarı oturur vaziyette iken kazanın meydana geldiğini beyan etmiştir. Davalı tarafça davacının kaza anında gerekli güvenlik önlemini almayarak kamyonun arka kısmındaki yatakta yolculuk ettiği,emniyet kemerini takmadığı için müterafik kusurlu olduğu savunulmuştur.Mahkemece bu husu tartışılmadan verilmiştir.Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda, mahkemece, gerçek zararın belirlenmesi için 6098 sayılı TBK’nin 52. maddesi uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekip gerekmediği hususu karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    3-Kabule göre de; çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
    Somut olayda mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacı bakımından hesaplamada asgari geçim indirimi dahil edilmiş asgari ücret esas alınmış, aktif-pasif dönem ayrımı yapılmamıştır. Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı için aktif-pasif dönem ayrımı yapılarak, pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi