17. Hukuk Dairesi 2015/1501 E. , 2017/8971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı asıl tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalıya ait traktörün trafik sigortacısı olduğunu, davalının 24/04/2009 tarihinde alkollü olarak trafik kazası yaptığını, kazada ... öldüğünü, davalının meydana gelen kazada kusurlu olduğunu ayrıca sigortalının alkollü araç kullanmaktan dolayı ödenen tazminattan sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ölenin mirasçılarına ödeme yapıldığını ileri sürerek 145.697,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kusurun tamamının kendisinde bulunmadığını, ölenin de kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, 116.638,36 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazası nedeni ile vefat eden ... un mirasçılarına davacı ... şirketi tarafından ödenen tazminatın rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
...Asliye Hukuk Mahkemesinin ... E. Sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya %80, ... ’a da müterafık kusurundan dolayı %20 kusur verilmiş, hesap bilirkişisi de tazminat miktarından %20 indirim yaparak hesaplama yapmıştır. Mahkemece hüküm kurulurken, ayrıca hesaplanan tazminat miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi uygulanarak belirlenen tazminata karar verilmiştir.
Eldeki davada Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 116.638,36 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Davacı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin... E. Sayılı dosyasına istinaden icra dosyasına 20.06.2013 tarihinde 119.098,00 TL, 15.02.2010 tarihinde 26.599,96 TL, toplam 145,697,96 TL ödenmiştir. Davacı ... vekili bu miktarın rücuen tahsili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece 116.638,36 TL’nin tahsiline karar verilirken, gerekçede açık anlaşılır bir değerlendirme yapılmamıştır.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Yine, HUMK.nun 388/3. maddesi gereğince (HMK. 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda, tarafların iddia ve savunmalarının neden ibaret olduğu, ihtilaflı hususlar, hukuki uyuşmazlık, delillerin ne şekilde değerlendirildiği açık değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekili ile davalı ...’in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme hükmünün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 11.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.