Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki .davacı(3.kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık İcra İflas Kanunu 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak davasıdır.
Haciz uygulanan adresle borçluya ödeme emri Tebligat Kanun"un 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Bu adres aynı zamanda davacı 3.kişi durumundaki Limited Şirketin Ticaret Sicil Kayıtlarına göre merkez adresidir. Şirket borcun doğumundan çok önce bu adreste kurulmuştur. Bu durumda İcra İflas Kanunun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi alacaklı yararına ise de karine aksi kesin ve güçlü delillerle ispat edilebilir. Somut olayda davacı 3. kişi hacizli mallara ilişkin olduğu ileri sürdüğü faturalar ibraz etmiştir. Davacı yanca sunulan bu faturaların hacizli malları kapsayıp kapsamadığı, kapsıyorsa bu faturaların yöntemine uygun şekilde tutulan ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı bedelinin ödenip ödenmediği uzman bilirkişi vasıtasıyla saptamak bundan başka faturayı düzenleyen firmadan fatura dip koçanları getirtilip firma yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenerek oluşacak sonucuna göre karar vermek gerekirken ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu ile davacı kişi arasında organik bağ olmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir. (15 H.D. 19.12.1990 gün ve 4729-5617.)
O halde, davacı 3.kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine ,14.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.