4. Ceza Dairesi 2016/14365 E. , 2018/5289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit,hakaret
HÜKÜMLER : Beraat,ceza verilmesine yer olmadığı
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların itiraz merciince incelenerek karara bağlandığı belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
A-Sanıklar ... ve ... hakkında hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin temyizinde;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan ...’a vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B-Sanıklar ... ve ... hakkında hakaret suçlarından kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararların temyiz incelemesinde;
1-Sanık ... hakkında kurulan hükümde, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanık ... hakkında kurulan hükümde, sanıklar ... ile ... haklarında TCK’nın 106/2-c maddesinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, ancak ortada kesin bir hüküm bulunmadığı gibi, sanıkların birbirlerinden bağımsız olarak tehdit eyleminde bulundukları, eylemlerin aniden gelişen olay üzerine gerçekleştirildiği ve irade birliğinin ortaya konamadığı gözetildiğinde, her sanığın eyleminin TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamında kaldığı ve bu durumun CMK’nın 253/3. maddesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği kabul edilerek, hakaret suçu yönünden uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği gözetilerek yapılan incelemede,
a-Katılanın, sanık tarafından kendisine hakaret edildiğini beyan etmesi ve tanıklar ... ile ...’nin bu beyanı doğrulayarak, katılanın sanığa karşılık vermediğini söylemeleri karşısında, bu beyanlar tartışılmadan ve hakaret suçunun ne şekilde karşılıklı olarak işlendiği açıklanmadan, yetersiz gerekçe ile TCK"nın 129. maddesinin uygulanması,
b-Kabule göre de;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.