
Esas No: 2020/74
Karar No: 2020/2980
Karar Tarihi: 07.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/74 Esas 2020/2980 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/74
Karar No : 2020/2980
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay İkinci Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2016/7181, K:2019/5031 sayılı kararının vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 19/04/2013 tarih ve 28623 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu İç Denetim Genel Tebliği'nin 25. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinin, "jeofizik mühendisliği" unvanına yer verilmemesi nedeniyle iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2016/7181, K:2019/5031 sayılı kararıyla;
Davacı Oda tarafından, jeofizik mühendisliği unvanının sayılmamış olmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, eksik düzenleme nedeniyle anılan bendin iptali istenmiş ise de; söz konusu bende 06/11/2013 tarih ve 28813 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tebliğ ile "Jeofizik mühendisliği" unvanının eklendiği göz önüne alındığında, davacının, dava yolu ile ulaşmak istediği sonuca Tebliğ'de yapılan değişiklik ile ulaştığı, bu sebeple, anılan bent yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; 2.475,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, karar verilmesine yer olmadığı yolundaki kararın haklılık-haksızlık durumunu ortaya koyan bir karar olmadığı, kararın vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 15/10/2019 tarih ve E:2016/7181, K:2019/5031 sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 07/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X-1. Çoğunluk kararıyla, dava konusu edilen Tebliğ hükmünün sonraki tarihli Tebliğ ile değiştirilmesi nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla birlikte, davalı idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesinde, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda “yargılama giderleri”ne ilişkin olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı Kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 450 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Kanunun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasında da: “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralı yer almaktadır.
3. Sonradan yürürlüğe konulan bir Tebliğ ile dava konusu Tebliğ hükmünün değiştirilmiş olması nedeniyle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
4. İdari işlemlerin -bu arada düzenleyici işlemlerin- hukuka uygun olduklarına dair bir yargı kararına gereksinim duymadan hukuka uygun kabul edilerek ilgililer üzerinde hukukî sonuç doğurması olarak tanımlanabilen “hukuka uygunluk karinesi”ne göre de dava konusu yönetmelik hükümlerinin, 6100 sayılı Kanunun 331 inci maddesinde zikredilen “davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu” kapsamında, hukuka uygun sayılması gerektiği değerlendirilmektedir.
5. Açıklanan nedenlerle vekâlet ücretiyle ilgili olarak çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.