17. Hukuk Dairesi 2017/152 E. , 2017/9184 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazı diğer davalı ..."e onun da diğer davalı ..."a sattığını, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı yıllardır yanında çalıştığı ... adına aldığını, davalıları tanımadığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., satışın borcun doğumundan önce yapıldığını, borçlu ile arasında muvazaa ilişkisinin ortaya konulmadığını belirtmiştir.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, dosyaya sunulan haciz tutanağının İİK"nun 105.madde anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşımadığı, kati aciz belgesi de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava dayanağı takip konusu alacak 01.02.2012 tarihinde tanzim edilen bonodan kaynaklanmış, tasarruflar ise bu tarihten sonra 14.02.2012,09.03.2012 ve 15.032012 tarihinde gerçekleşmiştir. Borçlu adresinde 22.03.2012 tarihinde yapılan hacze ilişkin tutanak İİK"nun 105.madde kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olup dosya kapsamı ile borçlunun aciz hali sabittir. Öte yandan dava konusu taşınmaz 15.03.2012 tarihinde dava dışı ..."a satılmıştır. İİK"nun 282. Madde hükmüne göre davacı dan anılan kişiyi davaya dahil edip etmeyeceği ya da İİK"nun 283.maddesi gereğince bedele dönüştürme iradesi sorularak, taraf olmasını istediği taktirde ..."ın da davaya dahili sağlanarak taraf teşekkülü tamamlandıktan sonra esasla ilgili araştırma yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile bozma nedenlerine göre sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.