Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları olan S.A.’un diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 350 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1/3 payından 3/30’ar payı muvazaalı satış işlemi ile davalı oğullarına temlik ettiğini ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı 3/30’ar hissenin tapu kayıtlarının iptali ile muris S. A. adına tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, dava konusu payın kat yapım karşılığı kendilerine verildiğini, muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteği değerden reddedilerek, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonunda miras bırakanın davalılara yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
Ne var ki, TMK 28. maddesi hükmü uyarınca ölüm ile hukuki şahsiyet son bulduğu halde tüm mirasçılar adına payları oranında tescile karar verilmesi gerekirken ölü kişi adına tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi dava dilekçesinde gösterilen değer yerine keşfen belirlenen ve fakat yargılama aşamasında harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı yararına avukatlık ücretinin takdir ve tayin edilmiş olması da isabetsizdir.
Öyleyse davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.