17. Hukuk Dairesi 2015/7900 E. , 2017/9237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı hakkında ... 7. ... Müdürlüğünün ... E. sayılı takip dosyası ile ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında verilen ihtiyati haciz kararına istinaden kambiyo senetlerine özgü yolla ... takibi başlattıklarını, borçlu davalının adresine haciz için gidildiğinde borçluya ait haczi kabil mal bulunmadığının tespit edildiğini, davalı borçlunun başlatılan ... takibinden bir gün sonra adına kayıtlı bulunan ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, 5 parselde kayıtlı 4. Kat 9 nolu bağımsız bölümü diğer davalı şirkete mal kaçırmak kastıyla devrettiğini bildirerek ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, 5 parselde kayıtlı 4. Kat 9 nolu bağımsız bölüm davalı borçlu tarafından yapılan tasarrufun müvekkili alacağı ile sınırlı olmak üzere iptaline, bu taşınmazlar üzerinde cebri ... hakkı tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı... Ltd. Şti. vekili davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının davasının kabulüne, davalılar ... ile ... Ltd. Şti. arasında ... Tapu Müdürlüğünün 15/11/2013 tarih ve 38265 yevmiye nolu işlem ile ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 3048 ada, 5 parselde kayıtlı 4. Kat 9 nolu bağımsız bölümün satışına ilişkin tasarrufun davacı alacağı ile sınırlı olmak üzere iptali ile davacıya, ... 7. ... Müdürlüğünün 2013/10308 sayılı dosyasına istinaden asıl alacak ve ferileri ile birlikte dava konusu taşınmaza ilişkin olarak cebri ... isteme yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 25/02/2015 tarihli kısa kararında "Davanın kabulüne, tasarrufun iptaline" denildiği halde, gerekçeli kararda “Davacının davasının kabulüne; davalılar ... ile ...Ltd. Şti. arasında ... Tapu Müdürlüğünün 15/11/2013 tarih ve 38265 yevmiye nolu işlem ile ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada, 5 parselde kayıtlı 4. kat 9 nolu bağımsız bölümün satışına ilişkin tasarrufun davacı alacağı ile sınırlı olmak üzere iptali ile davacıya, ... 7. ... müdürlüğünün 2013/10308 sayılı dosyasına istinaden asıl alacak ve ferileri ile birlikte dava konusu taşınmaza ilişkin olarak cebri ... isteme yetkisi tanınmasına,” şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve ... Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ...Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre ...Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ltd. Şti."ye geri verilmesine 17.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.