17. Hukuk Dairesi 2015/7454 E. , 2017/9292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde Davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; Borçlu hakkında ... 3. ... Müdürlüğü"nün 2011/8535 Esas sayılı dosyası ile toplam: 164.184,66 TL"nin tahsili için ... takibi yaptıklarını, yapılan haciz sonrası işyerinde hacze ilişkin mal bulunamadığını, haricen yaptıkları araştırma sonucunda borçlu ..."ın, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 1313 parsel, ... mahallesi 2147 parsel, ... ilçesi ... mahallesi 51 parsel de kayıtlı taşınmazları müvekkilinin alacağını sonuçsuz bırakmak için diğer davalılar ile anlaşarak kısa zaman aralığında taşınmazların gerçek değerinin çok altında elden çıkardığını belirterek, yapılan satış işleminin iptaline, dava konusu taşınmazların kaydı üzerine ihtiyati tedbir veya davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı 02.12.2014 tarihli dilekçe ile 2147 ve 51 nolu parsel maliklerinin değişmesi sebebi ile yeni malikleri davaya dahil etmeyeceklerini, seçimlik hakkı da kullanmayacaklarını beyan etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... taşınmazı iyi niyetle satın aldığını ve davayı kabul etmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların kötü niyetli olduklarının ispatlanamamasına göre, taşınmaz satışlarının gerçek değerinin altında olması tek başına tasarrufun iptali nedeni olamayacağı, borçlu davalının taşınmazları borcun doğumundan sonra satın alıp ve hemen sonra da sattığının anlaşılmış olmasına göre davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına davalı 4.kişi ... ve ... in İİK 280/1 madde kapsamında kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanamamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, mahkemece davalıların kötü niyetli olmadıklarına, gayrımenkullerin gerçek değerlerinin altında bir bedel ile satılmasının iptal sebebi için yeterli olmamasına göre davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 10.01.2009 tanzim tarihli bonodan kaynaklı olduğu, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleştiği, 25.07.2011 tarihli haciz tutanağının İİK"nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, ayrıca dosyaya 25.11.2011 tarihli borç ödemeden aciz belgesinin de ibraz edildiği, iptali istenen 2147 parsele ilişkin tasarrufun 03.02.2011 tarihinde, 51 parselde kayıtlı taşınmazın ise 04.02.2011 tarihinde davanın dayanağı olan bononun düzenlenme tarihinden sonra yapıldığı, alacağın gerçek olduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece öncelikle davalı borçlu ... ile davalı 3. kişi ... un nüfus kayıtları getirtilerek akrabalık bağı olup olmadığı; dava konusu 2147 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak 03.02.2011 tarihindeki rayiç bedeli yönünden, 51 nolu parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak ise 04.02.2011 tarihindeki rayiç bedeli yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak anılan taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından bildirilecek rayiç değer arasında misli fark bulunup bulunmadığının tespiti ile tasarrufun İİK 278/3-1,2 madde gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi, anılan tasarruf İİK 278,279 ve 280.maddeler gereğince iptale tabi değil ise davanın reddine; aksi takdirde yanİ 03.02.2011 ve 04.02.2011 tarihli tasarrufun İİK"nun 278,279,280 maddeler gereğince iptale tabi olduğunun belirlenmesi halinde ise davacının 2.12.2014 tarihli dilekçeside gözönüne alınarak davalı 4.kişi ... ve ..."in kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı ... hakkındaki davanın İİK 283/2.madde gereğince bedele dönüştüğü göz önüne alınarak adı geçen davalı 3. kişinin taşınmazları elden çıkardığı 09.02.2011 ve 23.05.2011 tarihindeki gerçek değeri nispetinde davacının takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak nakten tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.10.2017 günü oybirliği ile karar verildi.