17. Hukuk Dairesi 2015/3251 E. , 2017/9305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 01/09/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkili ...i"nin eşi ..."nin, ... idaresindeki ... poliçesi bulunmayan ... plakalı aracın tam kusurlu olarak çarpması sonucu vefat ettiğini, müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, davalı tarafın bedensel zararlar için kişi başına sakatlık halinde kaza tarihi itibariyle trafik ... limiti olan 225.000,00 TL bedeni teminat sağladığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere munzam zarar ve manevi tazminattan doğan alacak saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, lehine yargılama giderleri ve Avukatlık ücretine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin 15.5.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 148.085 TL arttırarak, 151.085 TL ye çıkardığı anlaşılmıştır.
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kabulü ile; 151.085 TL tazminatın 3.000 TL"sinin dava tarihinden itibaren 148.085 TL"sinin 15/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesine göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda davaya konu kaza tespit tutanağından davacıların sürücü desteğinin motorsikleti kasksız olarak kullanıp kullanmadığı belirtilmemiştir. Suça ilişkin düzenlenen savcılık iddianamesine göre motorsiklet sürücüsü olan murisin trafik kazasına bağlı boyun ve kafa kaidesi kırığı sonucu vefat ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça cevap dilekçesinde desteğin kask takıp takmadığının araştırılması gerektiği ileri sürülmüş, mahkemece bu husus tartışılmamıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle desteğin kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.
Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince sürücü desteğin kasktan dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan %20 oranında indirim yapılıp yapılmaması hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de davalı taraf davadan önce davacıya 25.12.2012 tarihinde ödeme yapmış olup bu tarihte temerrüde düşmüş sayılacağından davalı aleyhine ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi ve dava tarihinin gerekçeli karar başlığında doğru gösterilmemesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine, 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.