17. Hukuk Dairesi 2016/12009 E. , 2017/9313 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ..."nin eşi, ..."nin babası ..."nin, 09/05/2011 tarihinde yolculuk ettiği... plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiğini, davalı ... şirketi tarafından... nolu Zorunlu Mali Mesuliyet ... poliçesiyle güvence altına alınan ... plaka sayılı araç sürücüsünün olayda tamamen kusurlu olduğunu, muris ..."nin vefatı nedeniyle geride eşi ... ve çocuğu ..."nin baba desteğini kaybettiklerini, ... için 65.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL ayrıca 3.000,00 TL cenaze ve defin masrafları olmak üzere toplam 70.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birliktedavalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04.07.2014 tarihli celsede tamamlama harcını yatırdıklarını talebi ve bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile; davacı ... için 84.425,71 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... poliçesindeki limit sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... poliçesindeki limit sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, meydana gelen ölümlü trafik kazasından dolayı maddi tazminat talebine ilişkindir. 1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Dava dilekçesinde davacı ... de talepte bulunmuş olmasına rağmen, mahkemece davacı ...’nin talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
a-)Davacılar tarafından dava dilekçesinde defin ve cenaze gideri olarak 3.000 TL talep edilmiş, mahkemece 1.000 TL cenaze ve defin giderine hükmedildiği halde davacının reddedilen cenaze ve defin gideri talebi için davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, doğru görülmemiştir.
b-)Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda 59 yaşındaki muris için pasif dönemde net asgari ücretin esas alındığı ancak asgari geçim indiriminin dahil edildiği anlaşılmaktadır. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden, mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-2, a-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.