
Esas No: 2006/1639
Karar No: 2006/6969
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/1639 Esas 2006/6969 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 4.İş Mahkemesi
Tarih : 21.12.2005
No : 1223-1350
Davacı, Emekli Sandığı hizmet süreleriyle çakışan süreler dışındaki isteğe bağlı sigortalı süresinin geçerli olduğunun tesbitiyle, 1.7.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, Emekli Sandığı kapsamındaki çalışmaları ile çakışan süreler haricinde isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile 01.07.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacının 15.03.1993 ile 31.12.1999 tarihleri arasında ( Emekli Sandığına tabi zorunlu sigortalı geçen hizmetleri dışındaki) isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun değildir.
Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 85. maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olmak için yazılı olarak Kuruma başvuruda bulunmak koşul olduğu gibi herhangi bir Sosyal güvenlik kuruluşuna tabii olarak çalışmamakta gerekir. Somut olayda ise davacı 01.11.1992 tarihinden geçerli olmak üzere isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edilmiş, 14.04.1980 ile 03.03.1993 tarihleri arasında Emekli Sandığına kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışması bulunmaktadır. Davacının isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildiği 01.11.1992 tarihinde Emekli Sandığı kapsamına tabi çalışmalarının mevcut olması nedeni ile isteğe bağlı sigortalılık koşullarını taşımadığı ortadadır. Davacı Emekli sandığı kapsamında çalışmasının sona erdiği 03.03.1993 tarihinden itibaren Yasa"nın öngördüğü şekilde yeniden isteğe bağlı sigortalı olmak için yazılı başvuruda bulunmamış, ayrıca, davacı 03.03.1993-31.12.1999 tarihleri arasında isteğe bağlı sigorta primlerini ödememiş, başka bir anlatımla, düzenli prim ödemek suretiyle de isteğe bağlı sigortalılığa devam etmek iradesine ortaya koymamıştır.
Davacının isteğe bağlı sigortalılık koşulları taşımadığı 03.01.1993 -31.12.1999 tarihleri arasındaki dönem için Kurum"un hatalı işlemi ile geriye yönelik olarak primleri tahsil etmesinin de sigortalı olmadığı süreler yönünden davacı yararına kazanılmış hak yaratmayacağı ortadadır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.12.2002 gün ve E: 2002/21-1062, K: 2002/21-1098 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu durumda davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için 506 sayılı yasanın 60 maddesinde öngörülen şartlar oluşmadığından davanın reddi yerine kabul kararı verilmesi yanlıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.