Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6414
Karar No: 2020/2619
Karar Tarihi: 22.06.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/6414 Esas 2020/2619 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/6414 E.  ,  2020/2619 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    K A R A R
    A)Davacı İstemi;Dava, davacının ziyaret ve tatil için Türkiye"ye geldiği sürelerin borçlanma ve başlangıcının geriye düşürülmesi hesabında dikkate alınması talebini reddeden kurum işleminin iptali, ziyaret ve tatil için Türkiye"ye geldiği sürelerin borçlanma ve başlangıcının geriye düşürülmesi hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespiti, tahsis talebini takip eden aybaşı itibariyle kurumca yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalıların Cevapları;
    Davalı Kurum vekili tarafından; Davacının, yurtdışında ilk ikametinin 05/11/1998 tarihi olduğunu, davalı kurum davacının yurt dışında ilk ikamet etmeye başladığı 05/11/1998 tarihini yaşlılık aylığı bağlanması için baz alacak olsa bile davacının 15 yıl 3600 prim ödeme şartıyla emekliliğinin hukuken mümkün olmadığını, hizmet cetvelinde davacının ilk işe giriş tarihinin 05/11/1998 olarak kabul edildiğini , davacının da ilk işe giriş tarihini 05/11/1998 tarihine çekilmesini talep ettiğini, kurum kayıtlarındaki ilk işe giriş tarihinin zaten 05/11/1998 tarihi olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı;
    Mahkemece hükümde yazılı şekilde davanını reddine karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu :
    Davacı vekili; davacının yurtdışındaki ilk ikamet başlangıcının 05/11/1998 tarihi olduğunu, ziyaret için Türkiyeye geldiği sürelerde yurtdışında ikametinin devam ettiğini, yerel mahkemece red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi talep olunmuştur.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;
    Bölge Adliye Mahkemesince, “...Somut olayda, kadın olan davacının yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri borçlanma hakkı bulunduğu halde kararda yalnızca fiilen yurt dışında geçen süreleri borçlanabileceği, Türkiye"de bulunduğu süreleri borçlanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Davacının ikamete dayalı tüm süreleri borçlanabileceği, bu hale göre de 506 sayılı yasanın geçici 81. Maddesinin C fıkrasının (b) bendinin (bd) alt bendinde “23/05/2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları; 24/05/2011tarihinden sonra yerine getiren bayanlar 58 yaşını doldurmuş olmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” düzenlemesi yer almaktadır. 506 sayılı Yasa"nın Geçici 81.maddesinin (C) bendine göre kademeli aylık koşullarında 58 yaşa tabi olup tahsis talep tarihi itibariyle 58 yaşını doldurmuş olduğundan yaşlılık aylığı koşullarına sahiptir.”gerekçesi ile “ 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 3. İş Mahkemesinin 02.01.2018 tarih ve 2017/91 esas ve 2018/1 karar sayılı kararının kaldırılmasına, 2-Davanın kabulü ile; davacının 05/11/1998 tarihinden itibaren yurt dışında ikamete dayalı sürelerini 3201 sayılı kanun gereğince borçlanabileceği ve tahsis talep tarihini izleyen aybaşı olan 01/01/2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerketiğinin tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,” şeklinde karar verilmiştir.
    F)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili, başlangıca ilişkin kesinleşen mahkeme ilamı olduğu, davacıya ait 01/07/2006- 15/12/2006 arası ..." da çalışmaları olduğu, ilk işe girişinin 01/07/2006 tarihinden önceki ev hanımı tarihleri arasındaki gün sayısının düşmesi ile tespiti gerektiği, davacının yurtdışında ilk ikamet tarihi olan 05/11/1998 tarihi baz alınsa bile yaşlılık aylığı koşullarının( 15 yıl 3600gün) oluşmadığı, kaldı ki hizmet cetvelinde başlangıcının 05/11/1998 tarihi olarak kabul edildiğini belirterek cevap dilekçesindeki gerekçelerle temyiz etti.
    G) Yargıtay Bozma İlamı
    Somut olayda; davacının 31/12/2013 tarihinde yapmış olduğu tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazandığına ilişkin karar 506 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi hükümleri ve 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yerinde değildir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde; “Yurtdışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.” hükmü yer almaktadır.506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi, “a) 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
    b) 23.05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları;
    ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları,
    bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları,
    bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları,
    bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları,
    be) 24.05.2014 tarihinden sonra yerine getiren erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları,
    şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” şeklindedir.Buna göre, sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme ve Kanunda öngörülen yaşın tamamlanması gerekir.Dava konusu olayda; 15/01/1953 doğumlu olan davacının, 05/11/1998- 01/01/2009 tarihleri arasında ..." da ikamet ettiği anlaşıldığından; 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre borçlanarak ödediği sürenin, ödeme tarihinden geriye gidilmek suretiyle maledilmesi gerektiği dikkate alınarak 506 sayılı Kanun" un geçici 81. maddesinin C fıkrasının a alt bendi uyarınca 31/12/2013 tarihli tahsis talebine göre 15 yıl sigortalılık süresi koşulunu sağlamadığından yaşlılık aylığına hak kazanamadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından ve davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi ve 06.10.2008 tarih ve 27046 sayılı Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 12. maddesi hükümlerine göre borçlanılan sürelerin sigortalının iradesine bırakılamayacağının belirgin olması, borçlanma bedelinin ihtirazi kayıt konularak ödenmiş olmasının dahi sonuca etkili olmadığının dikkate alınması, yine davacının borçlandığı yurtdışında geçen ev kadınlığı sürelerinin Türkiye" de geçen kısmı için borçlanamayacağı dikkate alınarak davanın tümden reddine karar vermek gerekirken davanın reddine dair yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi"nce kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır denilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
    H)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı;
    """.... Dairemiz kararı bozularak gönderilmiş yeniden esasa kaydı yapılmış, duruşmalı olarak yargılamaya devam edilmiş, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.Dava; yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin borçlandırılması ve yaşlılık aylığı istemini reddeden kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.Dairemizce yapılan yargılama ve istinaf incelemesi ile tüm dosya kapsamına göre; davacının borçlandığı yurtdışında geçen ev kadınlığı sürelerinin Türkiye" de geçen kısmı için borçlanamayacağı ve 15/01/1953 doğumlu olan davacının, 05/11/1998- 01/01/2009 tarihleri arasında ..." da ikamet ettiği anlaşıldığından; 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre borçlanarak ödediği sürenin, ödeme tarihinden geriye gidilmek suretiyle maledilmesi gerektiği dikkate alınarak 506 sayılı Kanun" un geçici 81. maddesinin C fıkrasının a alt bendi uyarınca 31/12/2013 tarihli tahsis talebine göre 15 yıl sigortalılık süresi koşulunu sağlamadığından yaşlılık aylığına hak kazanamadığı, bu yöndeki kurum işleminin isabetli olduğu, bu itibarla da ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine"" karar verilmiştir.
    I) Temyiz Nedenleri,
    Davacı vekili, davacının yurtdışındaki ilk ikamet başlangıcının 05/11/1998 tarihi olduğunu, ziyaret için Türkiyeye geldiği sürelerde yurtdışında ikametinin devam ettiğini, yerel mahkemece red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasını davanın kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
    İ) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, davacının Türkiye"ye geldiği sürelerin borçlanma ve başlangıcının geriye düşürülmesi hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespiti, tahsis talebini takip eden aybaşı itibariyle kurumca yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda; İlk Derece Mahkemesinin 02.01.2018 tarihli kararı Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2019 tarihli kararı ile kaldırıldığına ve Bölge Adliye Mahkemesince yeni hüküm kurulduğuna, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı da bozulduğuna göre, Yargıtay bozma ilamından sonra Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yeni bir hüküm oluşturulması gerekirken, daha önceki Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortadan kaldıran 02.01.2018 tarihli İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi yapılması hatalı olmuştur. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi