4. Hukuk Dairesi 2020/2303 E. , 2020/3245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı aleyhine 21/08/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve dahili davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, 29/06/2012 tarihinde ... İl Özel İdaresi ile yetkili sendika arasında bir protokol imzalandığını ve bu protokolde ... İl Özel İdaresi çalışanlarına sosyal denge tazminatı ödenmesinin kararlaştırıldığını, dava dışı Türk Yerel Hizmet Sendikası tarafından ... İl Afet ve Acil Yardım Müdürlüğü çalışanlarının da bu protokolden yaralanması ve sosyal denge tazminatının ödemesi yönünde ... İl Özel İdaresine başvuru yapıldığını ancak başvurunun reddine karar verildiğini, bunun üzerine işlemin iptali için ... 1. İdare Mahkemesinin 2013/493 esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, idare mahkemesinin iptal kararı üzerine davacıya 2014 yılının Ocak ve Şubat aylarına ilişkin sosyal denge tazminatının ödendiğini ancak sosyal denge tazminatının ... İl Özel İdaresi ile yetkili sendika arasında imzalanan protokol tarihinden itibaren ödenmesi gerektiği hususunda davacı tarafından davalı idareye başvurulduğunu, bu başvurudan sonuç alınamaması üzerine ... 3. İcra Müdürlüğünün 2014/6045 sayılı dosyasında ... İl Özel İdaresi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ... İl Özel İdaresinin takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı bir kamu tüzel kişisidir. İşlem ve eylemleri kural olarak kamusal nitelik taşır. Davalı kurumun emrinde görevli kamu çalışanı olan davacının isteminin idare hukuku kuralları çerçevesinde ve idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerekmektedir. İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi kabul edilemez.
Temyiz aşamasında 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 42. maddesine eklenen fıkrada; “İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamaz” şeklinde; yine aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 13. maddede; “İdari yargının görev alanına giren konularda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılmış ilamsız icra takipleri hakkında, talep üzerine icra müdürünce 42’nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca dosya üzerinden düşme kararı verilir ve karar alacaklıya resen tebliğ edilir. Alacaklı, düşme kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikayet yoluna başvurabilir. Düşme kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde idari yargı merciinde dava açılabilir. Düşme talebinin reddine veya düşme kararı hakkındaki şikayetin kabulüne ilişkin karar kesinleşmeden takibe devam edilemez. Birinci fıkra kapsamındaki ilamsız icra takipleri hakkında açılmış itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davalarında talep üzerine, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Tarafların yaptığı takip ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti üzerlerinde bırakılır. Bu kararın kesinleşmesi üzerine takip dosyası icra müdürlüğüne iade edilir ve takip hakkında birinci fıkra uyarınca işlem yapılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Şu durumda, dava konusu uyuşmazlık idari yargıyı ilgilendirdiğinden ve davalı da idare olduğundan 694 sayılı KHK’nın 8 ve 9. maddeleri kapsamında işlem yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekili ve dahili davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına. 07/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.