4. Hukuk Dairesi 2020/2728 E. , 2020/3249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 24/12/2013 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece davacıların adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/11/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalılardan ...’ya ait olup diğer davalı ... tarafından sevk ve idare edilen aracın, davacıların oğlu ...’a çarpması sonucu ölümüne sebebiyet verildiğini, ...’un genç yaşta ve ani ölümü nedeniyle davacıların manevi kaybı ile üzüntüsünün tarif ve telafi edilemez olduğunu belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların kusuruna dair rapor alınmaksızın dava konusu olaya ilişkin ceza dosyasında alınan kusur raporuna itibar edilerek olay tarihi, olayın gelişim şekli, müteveffanın kazada asli kusurlu oluşu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu olaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağından; olay tarihinde ... karayolunun ...-... istikametindeki bir bölümünün yol çalışması nedeniyle trafiğe kapalı olduğu ve davalılardan ...’un trafiğe kapalı olan bu yolda seyrettiği sırada sevk ve idaresindeki araç ile aynı istikamette seyreden müteveffa ...’un bisikletine arkadan çarptığı ve ...’un olay yerinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu olaya ilişkin olan ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/500 esas sayılı dosyasında, davalılardan ... hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan kamu davası açılmış ve bu dosyada kusura ilişkin alınan ilk raporda davalı sanık ...’un asli, müteveffanın tali kusurlu olduğu bildirilmiştir. İtiraz üzerine bu defa Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda ise davalı sanık ...’un tali, müteveffanın asli kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Ceza mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin kusur raporuna itibar edilerek verilen karar, Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından “tarafların kusuruna ilişkin alınan raporların çelişkili
olması nedeniyle raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği ve sanığın meskun mahal dışında yol yapım çalışmaları nedeniyle trafiğe kapalı olan yolda müteveffa bisiklet sürücüsüne arkadan çarparak ölümüne sebebiyet verdiği olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği” gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, olay tarihi, olayın gelişim biçimi, davacıların müteveffanın anne ve babası olmaları, davalılardan ...’un kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunun dosya kapsamından anlaşılması ve yukarıdaki ilkeler göz önüne alındığında davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 07/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.