MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm süresi içerisinde davalı ... Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı alacaklı vekili, borçlu ... Ltd. Şti hakkında takip yaptıklarını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı olmadığını, dava konusu araçları mal kaçırma amacı ile borçlu şirketin sahibi olan dava dışı ..."nun bacanağı olan ..."in şirketi diğer ... Ltd. Şti"ne devredildiğini, bu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ...Ltd. Şti vekili, kesin ve gecici aciz belgesi sunulmadığını, satışın muvazaalı olmadığını, satışların bedel karşılığı yapıldığını, borçlunun borcunu ödeme gücü olduğunu haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı ... Ltd. Şti"nin ortağı ve yetkilisi ... ile davalı borçlu ...Ltd. Şti. ortağı ve yetkilisi ..."nun bacanak olmasından dolayı borçlu şirket ortağı ve yetkilisi olan bacanağının alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle İİK"nun 278/III-1 maddesi uyarınca borçluya ait araçların devrine ilişkin tasarruflar iptale tabi olduğundan bahisle dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... plakalı araçlar yönünden davacının davasının kabulüne, tasarrufların iptali ile davacıya araçların haczi ve satış isteme yetkisi tanınmasına, ... ve ... plakalı araçlar davalı borçlu şirkete ait olmadığından bu araçlara yönelik talebin reddine karar verilmiş hüküm davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. devir alan üçüncü şirketin bu işlemleri yaptığı iddia ve ispat edilmediğinden tasarrufun iptali gerekmektedir.
Tasarrufun iptali koşullarından biride dava dayanağı takibin gerçek bir alacağa ilişkin olmasıdır. Davalı üçüncü kişi şirket vekili davacının dava dayanağı borcun gerçek olmadığını, borçlunun dava konusu araçların satışından sonra husumet oluştuğu, muvazaalı borçlar yarattığını iddia etmiştir. Mahkemece bu konuda inceleme yapılmak üzere iki bilirkişi raporu alınmış 11.05.2012 tarihli ilk raporda davacı alacaklının ticari defterlerine ulaşılamadığından, borçlu ile olan cari hesap ilişkisini gösteren başlıksız bir bilgisayar çıktışı üzerinden inceleme yapılmış, ikinci 12.05.2014 tarihli raporda ise sadece alacaklının ticari defterleri üzerinde incemele yapıldığı defterlerin usule uygun olarak tutulmadığı ancak borçlunun çekleri ödediğine ilişkin bilginin yer almadığı belirtilmiştir. Alınan raporlar hükme elverişli nitelikte değildir.
Yapılacak iş, mahkemece hem alacaklı hemde borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde karşılaştırmalı olarak inceleme yapılarak takip konusu borcunun var olup olmadığı ve neye ilişkin olduğu tesbit edilerek, sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ltd. Şti"ne geri verilmesine 24.10.2017 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.