17. Hukuk Dairesi 2017/1118 E. , 2017/9534 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar ... ile...A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu olarak davacı ...’un kullandığı araca çarpması sonucu davacı ...’un %14 oranında işgücü kaybına uğradığını, kazadan önce bir kuyumcuda asgari ücret ve prim karşılığı çalıştığını, artık çalışamadığını, tedavi giderleri yaptığını, refakatçi tutmak zorunda kaldığını, davacı ...’un motorsikletinin hurdaya ayrıldığını, davacı ... ile eşi ve çocukları olan diğer davacıların elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tedavi gideri, 10.000 TL çalışma gücü kaybından doğan maddi tazminat, davacı ... için 30.000 TL manevi, eş ... için 10.000 TL, çocukların her biri için 5.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle (davalı ... şirketi manevi tazminattan sorumlu olmamak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı ... için geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı bakımından 82.053,66 TL’ye yükseltmiş, ek bilirkişi raporuna göre tamamlama harcı yatırmıştır.
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı tarafın ... için talep etmiş olduğu geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı ..."nın sürekli iş göremezlik nedeniyle talep etmiş olduğu 70.308,19 TL"lik miktarın (Davalı ... şirketinin sorumluluğu ... limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davalılar ... ve ...A.Ş. bakımından olay tarihi olan 10.09.2011 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi ... A.Ş. bakımından ise dava tarihi olan 22.06.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacı ..."ya ait olduğu mahkememizce yapılan tahkikat sonucunda kesinleşen kazaya konu motorun hasarlanması sonucunda ortaya çıkan ve hurda değeri çıkarıldıktan sonra tespit edilen 500 TL miktarın (davalı ... şirketinin sorumluluğu ... limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davalılar ... ve...A.Ş. bakımından olay tarihi olan 10.09.2011 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi ... A.Ş. bakımından ise dava tarihi olan 22.06.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacı ..."nın yol, konaklama vb giderleri için 1890 TL nin (Davalı ... şirketinin sorumluluğu ... limiti ile sınırlı olmak kaydı ile)davalılar ... ve ... A.Ş. bakımından olay tarihi olan 10.09.2011 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi ...A.Ş. bakımından ise dava tarihi olan 22.06.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 1.maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ..."nın talep etmiş olduğu 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.12.2002 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile sadece davalılar ... ve ... A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacı ..."nın talep etmiş olduğu 7.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.12.2002 tarihinden itibaren 3095 sayılı
Kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile sadece davalılar ... ve ...A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacı ..."nın talep etmiş olduğu 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.12.2002 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile sadece davalılar ... ve ... A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacı ..."nın talep etmiş olduğu 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.12.2002 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile sadece davalılar ... ve ...A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalılar ... ile ...A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda mahkemece hüküm fıkrasında sürekli ve geçici işgöremezlik taleplerine ilişkin olarak; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacı tarafın ... için talep etmiş olduğu geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı ..."nın sürekli iş göremezlik nedeniyle talep etmiş olduğu 70.308,19 TL"lik miktarın (Davalı ... şirketinin sorumluluğu ... limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) davalılar ... ve ... A.Ş. bakımından olay tarihi olan 10.09.2011 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi ... A.Ş. bakımından ise dava tarihi olan 22.06.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince yasal faiz işletilmesi kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm gerekçesinde ise ‘‘...bilirkişi tarafından düzenlenen 22.10.2013 tarihli rapor bilimsel verilere ve hukuki gerçeklere uygun olarak görülmüş, davacı tarafın 14/07/2015 tarihli celsede ... tarafından taraflarına ödenen 2011 ve 2012 yılına ait 1623.72 ve 5576.29 TL"lik ödemelerin tazminat tutarından düşülmesine rızalarının bulunması nazara alınarak toplam tazminat tutarından alınan tutarların indirilmesi ile davacı tarafın 70.308,19 TL tazminat hakkının olduğu anlaşılmıştır...’’ denilmiştir. Hükme esas alınan 22.10.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda geçici işgöremezlik tazminatı 24.153,72 TL ve sürekli işgöremezlik tazminatı 57.899,94 TL olmak üzere toplam 82.053,66 TL olarak belirlenmiştir. ... tarafından davacı ... için yapılan geçici işgöremezlik ödemeleri ise 1.623,72 TL ve 5.576,29 TL olarak toplam 7.200,01 TL’dir. Ödemeler aynen mahsup edilince bakiye sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı 74.853,65 TL olmaktadır. Buna rağmen mahkemenin hükmettiği 70.308,19 TL’yi nasıl hesapladığı anlaşılamamaktadır. Mahkemenin kısa kararını hangi gerekçeyle ve nasıl oluşturduğu net olmayıp karar denetime elverişli değildir. Bu hususlar yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekili ve davalılar ... ile ...A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacılar vekili ve davalılar ... ile... A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar ... ile ... A.Ş."ye geri verilmesine, 24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.