
Esas No: 2021/10030
Karar No: 2022/7770
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/10030 Esas 2022/7770 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/10030 E. , 2022/7770 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Sanığın 22.09.2010 tarihinde katılan adına ... isimli mağazadan alışveriş yapıp sözleşme imzalaması nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
A)Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, suça konu sözleşme aslının duruşmaya getirtilip ayrıntılı olarak incelenmesi suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına yazıldıktan ve aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığı belirlenip denetime olanak verecek şekilde dosyada bulundurulduktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik araştırma, inceleme ile hüküm kurulması,
B)UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, sanığın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli, 2011/294 Esas ve 2014/382 Karar sayılı kararında benzer nitelikteki fiili nedeniyle özel belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verildiği tespit edilmiş olup, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği gözetilerek, anılan dava dosyasının getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, bu şekilde eksiklik tamamlandıktan sonra eylemlerin zincirleme şekilde işlenmiş özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılarak gerekli değerlendirmelerin yapılması, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.03.2016 tarihli, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması yasaya aykırı,
2)Sanığın 13.11.2010 tarihinde katılan adına Avea A.Ş.den sahte hat alması nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
A)Suç tarihinden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren, 6518 sayılı Kanun’un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan, aynı Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK'nin 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “özel belgede sahtecilik” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı,
B) Sanığın eylemine uyan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na aykırılık suçunda, ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde, hükümden sonra 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.