17. Hukuk Dairesi 2015/8046 E. , 2017/9609 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde Davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde Müvekkil bankanın ... Şubesi"ne borçlu dava dışı 3. Şahıs ... Ltd. Şti arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, ..."ın da söz konusu Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini doğmuş/doğacak her türlü borçlara müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamış olduğunu, borçlu firmaya açılıp kullandırılan kredilerin vadelerinde geri ödenmemeleri üzerine Şubece hesaplarının kat edildiği ve ... 2.Noterliğinin 22/10/2008 tarih, 7962 ve 7964 yevmiye nolu ihtarname ve ekli hesap özetleri ile borçlulara bildirilmiş olduğunu, kredi borçlusu firma ve kefilleri hakkında GNGNK Sözleşmesine dayalı ihtiyati haciz kararı alındığı ve ... 9. ... Müdürlüğü"nün 2008/14704 sayılı dosyası üzerinden infazının istendiği, ancak gerek firmanın gerekse kefilin adresinde haczi kabil malın bulunmadığının tespit edildiğini belirterek, İİK"nun 281/2 maddesi gereğince davaya konu taşınmazın kimin adına kayıtlı olursa olsun tapu kayıtlarına tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz şerhinin işlenmesine, davanın kabulü ile İİK"nun 277 vd. Maddeleri gereğince yapılan tasarruf işlemlerinin müvekkil banka yönünden iptaline, ... takibinin bu taşınmaz üzerinden devamına, her türlü mahkeme masrafı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, cevap dilekçesinde kısaca davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..." davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda; mahkemece dava konusu gayrimenkulün rayiçten fahiş olarak aşağıdaki bir rakama veya rayiçten fahiş şekilde fazla bir rakama satıldığı anlaşılmadığı ve diğer iptal sebeplerinin dosyada bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dosya içindeki bilgi ve beyanlardan Davalı ..., ... Kooperatif Başkanı, davalı borçlu ... ise ... Odası Başkanı olduğu anlaşılmaktadır. Davalıların birbiriyle ilişkili kuruluşlarda başkanlık yaptıkları dönemlerin belirlenerek davalıların birbirini tanıyıp tanımadıklarının araştırılması, tanıyor olmaları durumunda özellikle İİK 280"e göre borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin olup olmadığı hususunun mahkemece tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.