17. Hukuk Dairesi 2019/358 E. , 2020/6689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/ babası ... "e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL. tazminatın murisin vefat tarihi olan 08.09.2011"den işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 07.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 200.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 113.027,00 TL, ... için 21.508,00 TL, ... için 25.998,00 TL, ... için 39.467,00 TL"nin 05.03.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.04.2015 tarih, 2013/17627 Esas ve 2015/5572 Karar sayılı ilamı ile; "davalı ... şirketine trafik sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusurunun belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, kusur oranına göre tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği; kabule göre de, davacı çocuklar ...,... yönünden 25 yaşına kadar destek görecekleri kabul edilerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının isabetli olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 113.027,00 TL, ... için 553,48 TL, ... için 455,50 TL, ... için 6.081,11 TL"nin 05.03.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin, davacılar ...,... için hükmedilen maddi tazminatlara ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 2.590,00 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, ihtiyari dava arkadaşı olan davacı ...için 553,48 TL. ve ... için 455,50 TL. maddi tazminata karar verilmiştir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, hüküm altına alınan maddi tazminatlar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkeme tarafından bozmadan önce yürütülen yargılamada alınıp hükme esas kabul edilen 08.04.2013 tarihli aktüerya raporunda, 2013 yılı verilerine göre davacılar için toplam 200.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış; davacı taraf bu rapora itiraz etmemiş ve rapordaki bedel üzerinden davasını ıslah etmiş; mahkemece, ıslah doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmiş; Dairemizin bozma ilamıyla, desteğin kusur oranının belirlenmesi ve tazminattan düşülmesi; çocuklar için de hesabın 25 yaşa kadar yapılmaması gerektiği gerekçesiyle hüküm davalı yararına bozulmuştur.
Bozma kapsamında yürütülen yargılamada; davacı tarafın herhangi bir itiraz ve talebi olmadığı halde, desteğin çalıştığı kurumdan bordroları getirtilmiş ve tazminat hesabı saptanan bu yeni gelire (asgari ücretin yaklaşık 2 katı) göre yapılmıştır. Maddi tazminat hesabı için yeniden alınan
30.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; rapor tarihindeki verilere göre, tespit edilen yeni gelir üzerinden, davacı eşin evlenme ihtimali daha düşük alınarak ve pasif dönem için de tespit edilen yeni gelir (asgari ücretin yaklaşık 2 katı) üzerinden hesaplama yapılmış; mahkeme tarafından bu raporda hesaplanan tazminat miktarı (ilk hükümdeki miktarları aşmayacak biçimde) hüküm altına alınmıştır.
Oysa; sadece davalı taraf lehine ilk hükmün bozulduğu ve bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın ilk hükmü temyiz etmediği ve ilk hükme esas alınan 08.04.2013 tarihli hesap raporuna itirazının bulunmadığı; bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 08.04.2013 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, benimsenen aktüer raporu hükme esas almaya elverişli değildir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; bozma öncesindeki ilk hükme esas alınan 08.04.2013 tarihli rapor yönünden davalı lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere; 08.04.2013 tarihindeki verilere göre işlemiş- işleyecek devrenin belirlenmesi, desteğin aktif dönem gelirinin ilk rapordaki gibi asgari ücretin 1,57 katı olarak esas alınması ve pasif dönem hesabında AGİ dahil edilmemiş asgari ücretin esas alınması, davacı eş ... için evlenme ihtimalinin kök rapordaki gibi % 9 olarak esas alınması, desteğin kazadaki % 70 kusuru oranında indirim yapılması suretiyle tazminatın hesaplanması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inlemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin, belirtilen yönlerden mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.