
Esas No: 2015/19609
Karar No: 2016/2992
Karar Tarihi: 10.03.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/19609 Esas 2016/2992 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kuruma bildirimi yapılan hizmetlerinin tüm sigorta kollarına tabi tutulması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir
Mahkemece, ilamda belirtildiği üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalılar avukatları temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şekildir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 38’inci maddesinde davaya ehliyetin Medeni Kanun ile belirlendiği belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 48’inci maddesi hükmüne göre tüzel kişiler hak ehliyetine sahiptirler ve dolayısıyla davada taraf olabilme ehliyeti de ancak, tüzel kişiliği bulunan yapılanmalar için geçerlidir. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyetinin de son bulacağı tartışmasızdır. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olduğundan hâkimin bu hususu re’sen göz önünde bulundurması zorunludur.
Davaya konu somut olayda; talebe konu çalışmanın geçtiği işyeri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü olup, esas itibariyle işyerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı ve halen anılan Bakanlık bünyesinde faal olması nedeniyle, Valilik makamına bağlı olarak nitelendirilen işveren İl Müdürlüğünün ve pek tabi Valilik makamının dava ehliyeti bulunmamaktadır. Zira Anayasa m.123/3"e göre, kamu tüzel kişilikleri ancak, kanun ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulurlar. Bakanlıklar, Devlet kamu tüzel kişiliğinin bir davada taraf ehliyetine sahip organlarıdırlar. Bunun dışında bazı genel müdürlüklerin, il özel idarelerinin, köylerin, belediyelerin ve kamu iktisadi teşebbüsler ile bunlara bağlı müesseselerin de tüzel kişilikleri vardır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın davalı işveren olarak kabul edilmesi gerekirken, dava ehliyeti bulunmayan Valilik makamının davalı olarak kabul edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, yargılama sırasında davalı işveren tarafının hazine avukatı tarafından temsil edilip davanın takip edilmiş olması ve gerekçeli kararın da ilgili Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)-Gerekçeli karar başlığında davalı tarafında yer alan "..." isminin silinerek yerine "ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI" yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.