Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2292
Karar No: 2022/7527
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2292 Esas 2022/7527 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/2292 E.  ,  2022/7527 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenleme
    HÜKÜMLER : Beraat

    Sanık hakkında 2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesi:
    1) Sanık hakkında “2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan kamu davasında; sanığın, “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Benim iddianamede bahsi geçen ... Akaryakıt Dağ. Paz. San ve Tic. Ltd. Şti ile herhangi bir maddi manevi birlikteliğim yoktur. Temsilcisi olduğumda doğru değildir. 10 sene kadar önce ben inşaatlarda çalışır inşaatlarda yatar kalkardım. ... isminde bir arkadaşım ve ... isminde bir ağabeyim vardı. Onlar bana çalışacak sigortalı işçi eksiği var. Onun için şu sigorta evraklarına imza at dediler bende güvendim imzaladım. Daha sonra kızımın evlenip ...'ya yerleşmesi nedeniyle ... iline geldim. Üzerime atılı suçlardan şimdiye kadar hiç haberim olmadı. Suçsuzum beraatime karar verilmesini talep ediyorum” şeklinde savunma yapması; vergi müfettişlerince ifadelerine başvurulan ve 30.04.2007 tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı resen terkin ettirilen söz konusu şirketin 2007 Nisan, Temmuz ve Eylül dönemlerine ilişkin KDV beyannamelerini veren muhasebeciler ... ile ... isimli kişilerin şirket ortağı ve müdürü olan sanığı tanımadıklarını beyan etmeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
    2) Ba bildirim formuna göre sanıktan mal ve hizmet satın aldığını beyan eden mükellef ...'den temin edilecek faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını ve ... ya da ...'a ait olduğunu söylemesi halinde; ismi bildirilen kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
    3) ... ya da ...'un da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanık bu kişilerin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    4) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ... ve ...'a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellef ... hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    b) Aynı mükellef hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
    5) Faturaları kullanan mükellef ...'in tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldığı, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
    6) Vergi müfettişlerince ifadelerine başvurulan ... ile ... isimli kişilerin tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 46/1-c. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra kendilerinden sanığı tanıyıp tanımadıkları ve beyannamelere konu faturaların sanık tarafından kendisine getirilip getirilmediğinin ya da kim tarafından getirildiğinin sorulması,
    7) Şirketin diğer ortağı olan Hayrettin Deveci ile 23.11.2006 tarihli, 10 ve 11 no'lu şirket kararıyla şirketteki hisselerini ve müdürlük yetkisini sanığa devrettiği anlaşılan Ahmet Başgün'ün CMK’nin 48. Maddesi uyarınca çekinme hakkı da hatırlatılarak tanık olarak dinlenmesi, kendilerinden sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile beraat hükmü kurulması yasaya aykırı,
    8) Suçun sübutu halinde ise;
    Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle, 213 sayılı Kanun'un 359 ve 367 maddelerinde değişiklik yapılmış olup aynı Kanun'un 6. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na eklenen geçici 34. maddenin 3. fıkrasındaki "Bu maddeyi ihdas eden Kanun'un yayımı tarihinde 359. madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359. maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir" hükmü uyarınca, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.04.2022 tarihinde 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunun zamanaşımına uğradığına dair Başkan vekili ...'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Dairemizin yukarıda esas ve karar numaraları belirtilen 27.04.2022 tarihli, ilamındaki hükümlerin tamamının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerle kısmen katılmıyorum.
    Sayın çoğunlukla ortaya çıkan aykırılığın konusu her biri bağımsızlığını koruyan ancak zincirleme şekilde işlenen suçlar yönünden zaman aşımının ayrı ayrı mı yoksa son işlenen suç tarihinden geriye doğru (zincirdeki suçların tamamını kapsayacak şekilde) bir bütün olarak mı hesaplanacağına ilişkindir.
    İnceleme konusu yerel mahkeme kararında sahte fatura düzenleme eylemleri ile ilgili olarak sanık hakkında birden fazla takvim yılına (2008, 2010 takvim yılları) ilişkin ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK’nin 43/1 maddesine göre; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.”
    Zamanaşımının hesaplama yöntemini düzenleyen TCK’nin 66/6 maddesine göre; “... zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden... işlemeye başlar.”
    Yerel mahkemece sanığın birden fazla takvim yılına ilişkin sahte belge düzenleme suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine dair hüküm kurulmuş olup, inceleme tarihi itibariyle bazı takvim yılına ilişkin suçlardan açılan kamu davalarının yasada öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olması sebebiyle TCK’nin 66/1-e ve 67/4 maddeleri uyarınca düşürülmesi zorunludur.
    Sanığa atılı sahte belge düzenleme suçuna öngörülen olağan zamanaşımı süresi TCK’nin 66/1-e maddesine göre 8 yıl, olağanüstü zamanaşımı süresi ise TCK’nin 67/4 maddesine göre 12 yıldır.
    TCK’nin 43/1 maddesindeki düzenlemeye göre zincirleme suçlar aynı suç işleme kararı ile işlenmiş olmasına rağmen her biri bağımsızlığını korumaktadır. Buna karşılık bağımsızlığı koruyan suçlara tek bir ceza verilmesi, ancak bu cezanın artırılarak uygulanması benimsenmiştir. Dolayısıyla zincirleme suç kurumu sanık lehine bir düzenlemedir. Zincirleme olarak işlenen her bir suç bağımsızlığını koruduğu içinde birbirinden bağımsız olarak zamanaşımına uğraması gerekir. Diğer bir değişle zincirleme olarak işlenen suçlardan bazılarının zamanaşımına uğraması halinde bu suçların zincirden çıkarılması ve yalnızca zamanaşımına uğramayan suçların cezalandırılması gerekir. ( TANER, Fahri Gökçen, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, s.165; KUNTER, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, s.69; ayrıca TAŞDEMİR Kubilay, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, 2. Bası, Ocak 2015, s.134)
    TCK’nin 66/6. Maddesindeki düzenleme zaman aşımının başlangıcının tespit açısından mahkemelere ışık tutan bir düzenlemedir. Diğer bir deyişle, yasa koyucu zincirleme şekilde işlenen suçlarda zamanaşımının zincirin hangi halkasından başlatılacağına ilişkin bir belirleme yapmaktadır. Esasen böyle bir düzenleme olmasaydı dahi suç teorisi gereği zamanaşımının zincirin en son halkasından başlatılması gereklidir.
    Dolayısıyla kural olarak dava zamanaşımı süresi zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren başlarsa da bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bu suçlar arasındaki zaman aralıkları net ve ayrı ayrı belirlenebilecek durumda ise zincirin halkasını teşkil eden suçlardan bir kısmının diğer suçlardan bağımsız olarak dava zamanaşımına uğraması mümkündür. TCK’nın 43/1. maddesinde fiillerin çokluğu korunurken cezanın birliği ilkesi benimsendiğine göre inceleme tarihi itibariyle zincirleme suçun halkalarına oluşturan suçlardan biri ve birkaçının zamanaşımına uğraması halinde bu suçlar bakımından düşme kararı verilmesi zorunludur. Çünkü TCK’nin 66/6. maddesi fiillerin çokluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir.
    Bu açıklamalar ışığında inceleme tarihi itibariyle olağanüstü zamanaşımı gerçekleşen (2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan) kamu davasının düşürülmesi gerekir. Bu sebeplerle sayın çoğunluğun hükümlerin tamamının bozulması yönündeki düşüncesine katılmıyorum. 27.04.2022



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi