Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6495
Karar No: 2020/6701
Karar Tarihi: 09.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6495 Esas 2020/6701 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/6495 E.  ,  2020/6701 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ... ve ... vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.06.2019 Salı günü davalı ... vekilleri Av. ... ve Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacının davalı ..."ten 10/01/2009 tarihli bono sebebiyle 120.000,00 TL alacaklı olduğunu, 05/10/2012 tarihinde Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2012/16573 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bononun verildiği zaman davalı ..."ın üzerine kayıtlı...,... sayfa, 6044 parsel sayılı 26/352 arsa paylı, 13 bağımsız bölümlü taşınmazın bulunduğunu, ancak davalının taşınmazı 20/09/2009 tarihinde diğer davalı ..."a 21.000,00 TL bedelle sattığını, daha sonra taşınmazın 11/03/2011 tarihinde ..."dan davalı ..."e 35.000,00 TL bedelle satıldığını, 23/07/2012 tarihinde de ... tarafından diğer davalı ..."a 39.000,00 TL bedelle satıldığını,
    bu satışların hiç birisinin gerçek satış olmayıp, alacaklı davacıdan mal kaçırmaya matuf işlemler olduğunu belirterek sözü edilen tasarrufların, İİK"nun 277.maddesi ve devamı maddeleri ile B.K. 19.maddesi gereği davacı yönünden iptaline, Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2012/16573 sayılı dosyasından doğan davacı alacağı olan 172.505,00 TL"yi karşılayacak miktarda haciz ve cebri satış yetkisinin davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davalının babası ... "un davalılardan ..."ten alacaklı olduğunu, dava konusu taşınmazın davalının babası ... "a olan borcu için verildiğini, davalının halen ..."ten alacaklı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; davalı ... ile diğer davalı ...’ün ortak iş yapmak üzere anlaştıklarını, ..."ün davalıdan peyder pey elden borç para aldığını ve toplamda davalıyı 250.000,00 TL zarara uğrattığını dava konusu evi de bu yüzden devraldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalılardan ...; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile, dava konusu ...,... Köyü, 6044 parsel sayılı taşınmazda 13 nolu bağımsız bölümün davalılar arasındaki devrine ilişkin tasarrufların Bakırköy 16.İcra Müdürlüğünün 2012/16573 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline,İİK"nun 283/1.maddesi gereğince davacı alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde asıl alacak ve ferileri yönünden haciz ve satış yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
    İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
    Somut olayda, davalı borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmaz 30/06/2009 tarihinde davalı ...’a, onun tarafından da 11/03/2011 tarihinde davalı
    dördüncü kişi ...’e, yine onun tarafından da 23/07/2012 tarihinde davalı beşinci kişi ...’a satılmıştır. Dördüncü ve beşinci kişi konumundaki kararı temyiz eden davalı ... ve ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetlerinin ispatlanmış olması gerekir. Davalı beşinci kişi ... yönünden; davalı dördüncü kişi ... ile aynı avukata vekalet verdikleri ve dava konusu taşınmazda davalı borçlu ...’ün(akit tarihi üzerinden 6 yıl geçtiği halde) halen oturmaya devam ettiği, davalılar arasındaki tasarrufların tarihlerinin birbirine çok yakın olması hayatın olağan akışına uygun görülmeyerek dava kabul edilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davalılardan beşinci kişi ... yönünden (İİK. 282. Maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçünçü kişi) İİK. 278/3-2 maddesinin uygulama yeri yoktur. Mahkemece; dava konusu taşınmazda, taşınmaz satışının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen davalı borçlu ...’ün ikamet etmeye devam ettiği gerekçe gösterilerek dava kabul edilmişse de; davalı ...; 05/12/2012 tarihinde davalı ...’e karşı Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/181-2014/268 men-i müdahale davası açmış ve dava kabul edilerek kesinleşmiştir. Öte yandan, davalı ... Almanya’da ikamet etmekte olduğundan davalılardan ... ile birlikte aynı avukata vekalet vermeleri ve taşınmazın birbirine yakın tarihlerde devredilmesi davalı ...’ın kötü niyetli olduğunu göstermeyeceğinden, davanın davalı beşinci kişi konumundaki ... yönünden reddi,davalı dördüncü kişi konumundaki ...; davaya cevabında davalı borçlu ... ile çöp konteynırı üretimi konusunda beraber ortak iş yapmak üzere anlaştıklarını, ...’e elden borç para verdiğini, alacağına karşılık dava konusu taşınmazı teminat olarak aldığını beyan ettiğine göre İİK"nun 283.maddesi gereğince davalı üçüncü kişi ... ve davalı dördüncü kişi ...’in taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihlerdeki gerçek değeri oranında tazminatla sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2)
    nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA; duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 8.838,36 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 09/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi